Andican olayları, Taşkent yönetimi tarafından radikal "dinci irtica" ayaklanması şeklinde sunulduysa da, kapsamının çok daha geniş olması ihtimalini düşünüyoruz. Andican, Fergana'nın merkezidir. Stalin'in en büyük kısmını Özbekistan'da bırakmakla beraber, Kırgızistan ve Tacikistan'a da pay vererek parçaladığı Fergana vadisi, İstanbul çevresi hariç, yeryüzünde Türkler'in kilometre kareye nüfus bakımından en yoğun bulundukları bir bölgedir. Andican, Türk ve dünya tarihinin mutlak anlamda en büyük şahsiyetlerinden biri olan Timuroğlu Bâbür Şâh'ın ilk taht şehri idi. Zaten cihan hâkanı Timur'un taht şehri Semerkant da Özbekistan'dadır. Stalin, Rusya'nın muazzam Türkistan eyaletini 'kurucu, bağımsız ve isterse Sovyetler Birliği'nden ayrılabilir' 5 Cumhuriyete bölmüştür. İslam Kerimov, Taşkent'te asker, Semerkant'ta mesen (büyük sanat ve kültür koruyucusu) kimlikleriyle Timur'un iki muhteşem heykelini diktiren kişidir. Timur gibi Türkistan cumhuriyetlerini bir araya toplamak fikrine Türkiye olarak karşı değiliz. Üstelik Timur gibi aynı dil, din mezhep ve kültürdeki Türkiye'ye tavır koymak aklından geçmiyordur. Afganistan örneği, kendilerini "şeriatçi" ilân eden çağ dışı rejimlerin şerrinden korunmak istemesini anlıyoruz. Tasvip ediyoruz. Ancak komünist partiden gelen, dolayısıyla bir vakitler dini inkâr etmiş bulunan bir devlet adamının vehme kapılması da doğru değildir. Bütün dünyada Türk dilini ve kültürünü yaymakta en büyük başarıyı gösteren Fethullah Gülen Hoca'nın okullarını kapatması, Türkiye'ye öğrenci göndermeyi sınırlaması, yersiz kuşkulardan kaynaklanan hareketlerdir. Sayın Kerimov, buna mukabil Asya'nın nereye doğru gittiğini erken zamanda kavradı. Birleşik Amerika'ya askerî üsler bile verdi. Gene de Washington, Andican'daki olaylar için Kerimov'un değerlendirmesine katılmadı. Sütunumun müsaadesi nisbetinde tek cümleyle özetlemek gerekirse, Özbekistan'a da, diğer Türk Cumhuriyetlerine de demokrasi, mümkün olabildiği nisbette daha çok gerekiyor. Türkiye'ye gelince, Türk cumhuriyetleri ve ülkeleri arasında koordinasyonun üç büyük şampiyonu olan Türkeş, Demirel ve Özal, her şeyi yaptılar. Özal bu yolda can bile verdi. Demirel her birine defalarca gittiği, çoğunda birlikte olduğum her eski Sovyet cumhuriyetine, yüzlerine karşı, demokrasi ve gene demokrasi uyarısında ve vurgulamasında bulundu. Sonra gelen Çiller, Yılmaz, Erbakan gibi başbakanlarsa, Türk cumhuriyetleri ile ilgilenmediler. Dehşetli politik hataya düştüler.