Papa 16. Benediktus, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne karşı olduğunu, daha kardinal iken açıkça söylemişti. Ona göre AB bir Hristiyan birliği projesi idi, böyle olmalı idi. Ve zaten Avrupa, bir Hristiyan kıt'ası idi. Papa'ya göre Avrupa'nın Hristiyan gülbahçesi olmasını ihlâl eden, bilhassa Türkler'dir. Türkler, artık Avrupa'nın kıyısına köşesine çekilmiş bulunsalar bile, hâlâ(!) maalesef (!) bu en seçkin kıt'anın hem otokton, hem egemen halkı idiler. Avrupa'da başta Araplar, her çeşit Müslüman halk yaşıyor ama, bunlar Türkler gibi otokton(o toprağın yerlisi) ve egemen (devlet sahibi) değillerdir. Göçmen ve işçi olarak, Hristiyanlar'ın yüksek müsamahası sayesinde Avrupa'nın pek çok ülkesine yerleşmişlerdir. Doğrusu kendi ülkelerine dönmeleri haklarında daha hayırlıdır!!! Egemenlik iddiasındaki Boşnaklar'a hadleri bildirilmiştir!.. Papa'ya göre, Avrupa'ya Hristiyan olmayan, hele Müslüman olan halkı kabûl etmek bile, müsamahanın ötesinde bir lutuftur. Zira Hristiyanlar'ın, Müslüman veya Musevi veye Budist yahut Brahman, başka dinlerden insanlarla birlikte yaşamak, ibadethanelerini yan yana sıralamak gibi bir gelenekleri yoktur. Bundan nefret ederler. Ama zaman içinde, epeyce bölümü tanassur eden (Hristiyan olan) Museviler'i, Avrupa dilleri ile de konuştukları için, çok zor ve çok geç kalsa da kabullenmişlerdir. Kaldı ki Tevrat da Hristiyanlar'a göre kutsaldır. Papa'nın bu tutumu, Dünya barışına hizmet değildir. Terörü kışkırtacağı kesindir. Üstelik -toprağı bol olsun- selefi Papa'nın fikirlerine ve politikasına temelden aykırıdır. Kat'iyetle apolitiktir. Fransa cumhurbaşkanı Chirac, Papa'nın konuşması gerginliği arttırır. Saygın ve büyük bir din olan İslâm'da radikalleri kışkırtır dedi. Fransa gibi diğer Katolik ülkeler de Papa'nın sözlerini beğenmedi. Avrupa Birliği, ölçülü tepki vermeyi tavsiye etti. Protestan devlet adamlarından bazıları, şiddetle eleştirdi. Müslüman memleketlerdeki infial malûm. Papa'nın söylediklerini kutsal, yanılmaz, bilgelik şeklinde algılayan tek kişi, kuruluş ve devlet çıkmadı. Bu da az şey değildir. Türkiye, diyeceğini dedi. Fazlası fazladır. Biz AB üyesi olunca, bu çeşit lâf talaffuzuna kalkışanlar, bin düşünüp, bir söyliyeceklerdir. Ve daha rahat, daha insancıl bir Dünya oluşacaktır.