Türkiye'de parti kurmak, hakka ki büyük maharetle oluşturulmuş rant kaynaklarından biridir. Ciddi, oy alan, kitle partilerinden bahsetmiyorum. İncir çekirdeğini doldurmaz lâflar edip gülünç vaadlerde bulunan, gürültü yapıp patırdı çıkararak meydana çıkanlardan bahsediyorum. Bunlar, vakit hulûl edip sandıklar açılınca, taş çatlasa yüzde 1'den fazla oy alamazlar. Türkiye'de oy almanın özellikleri vardır. Halkımız, bazı cidden değerli teklifler getirenlere de teveccüh göstermemiştir. Meselâ Besim Tibuk ve Cem Boyner, realist şeyler söylediler. Kendi paralarını harcadılar. Radikal reform ihtiyacını vurguladıkça vurgulayarak, bu büyük devletin marazını doğru görebildiklerini sergilediler. Vatandaş gene oy vermedi. Belki kapital sahibi ve kapitalist oldukları içindir. Tabaklar dolusu lâf salatası üretip parti kurmaya soyunan veya kuracak gibi yapanlardan bahsediyorum. Tek gaye, birkaç trilyonu cebe atmaktır. Epey örneği vardır. Bu paralar, bu şarlatanlara, anlı şanlı kuruluşlarca sağlandı. Özal'ı ve partisini iktidardan düşüreceğim iddiasına inananlar bile çıktı. Milletvekili transferi olayı başkadır. İktidarlar Meclis'te hassas sayıya düşmeden paralı milletvekili transferi gerçekleşmez. 1973'te Adalet Partisi'ne seçimleri kaybettirip Türkiye'yi felâkete sürükleyenlerin maksatları hâsıl olduktan sonra, parti kurmak işi âdetâ ticarete döndü. 6. yüzyılda, büyük bir Bizans tarihçisi olan Prokopios, muhteşem imparatorluğun gizli tarihini kaleme aldı. Bizde de gizli tarihler yazılabilir. Zira gerçek demokrasilerde devlet sırrı ve hikmet-i hükûmet kavramlarının sınırları gittikçe daralıyor. Parti kuracağım diye trilyonları cebe indirenlere fırsat vermemek için, iktidarların uyanık bulunmaları gerekir. Çare, iktidarlarından sürekli şikayet ve huzursuzluk konularını çözümlemeleri, ortadan kaldırmalarıdır. Bu takdirde parti kuracağım diyenlere kimse para vermez.