Partilerimizin durumu

Partilerimizin bugünkü durumlarına ve halkımızca nasıl algılandıklarına göre, şu anda genel seçime gidilse, Adalet ve Kalkınma Partisi gene tek başına iktidara gelir. Sayın Erdoğan gene başbakandır. Hemen seçime gidilse nasıl bir değişiklik olur? Doğru Yol Partisi ve Milliyetçi Hareket Partileri kesinlikle Meclis'e girer. Önümüzdeki seçimlerin 2006'da olsun, 2007'de olsun yüzde 10 barajından vazgeçilerek yapılacağı muhakkaktır. Brüksel'den bir sakınca gelmezse bir defa için yüzde 7 barajı mümkündür. Ama Doğru Yol ve MHP, yüzde onluk barajı da rahatlıkla geçeceklerdir. Şu andaki durumlarına göre yüzde 15'e yaklaşmaları ise mümkün görünmüyor. Doğru Yol büyük kongresinde genel başkanın listesinin silme kazanmasından doğan haklı memnuniyetsizlik büyürse, partinin oyları yüzde 10'a çok yaklaşır. Hareket Partisi, belki ve ihtimal CHP'yi de geçerek 2. parti, dolayısıyla ana muhalefet olabilir. Gene Doğru Yol'daki aksama neticesinde, ANAP, kimsenin ihtimal vermediği bir çıkış yaparak yüzde 7'yi rahatlıkla geçer ve Meclis'e girer, Büyük Birlik Partisi'nin; MHP ile birleşemese bile, seçim ittifakı yapacağını belirtmeliyim. Bu takdirde MHP'nin ikinci parti durumu kesinlik kazanır. Doğrusu MHP, hiçbir şey yapmayarak, olduğu yerde hareket değil hareketsiz kalarak yükselişe geçti. Politikanın böyle cilveleri olabiliyor. Ancak bu yükseliş, geçici kalır. Zira iç ve dış faktörler, bu parti lehine işlemez hâle gelebilir. Partinin Türk milliyetçi fikir ve hareketini asla çağımıza çekemediğini, hattâ böyle bir reforma olumsuz baktığını vurgulamalıyım. Çağa uyum sağlayamayan partiler, sönüp giderler. Kitle partisi olmaları, Türkiye'de oy deposu hâlinde bulunan Merkez Sağ'a oturmaları, mümkün değildir. 1980 darbesinin iddialarından biri, partilerimizi genel başkan egemenliğinden kurtarmak idi. Aksi gerçekleşti. Genel başkanların otoriteleri, tek parti dönemindekine yakın derecede mutlak hâle geldi. Deha sahibi veya dehadan mahrum, yetenekli veya yetenekten nasipsiz olsun genel başkanlar az olsun, benden olsun yüksek felsefesiyle davrandılar. Kendi kafalarına göre hizmet veren ekipler oluşturdular. Yüksek değerleri politikadan uzak tutmak için ellerinden geleni yaptılar. Türkiye'nin bir türlü zorluklarını aşamaması, sürekli bir yerlerde takılmasının üzerinde fazla durulmayan sebeplerinden biri budur ki, Osmanlı kaht-ı ricâl demiştir. Bir yazımda, halkın niye ikinci defa AK Parti'yi iktidara getireceğini açıklayacağım.