PKK hareketlendi

İslâm Konferansı, İstanbul'da toplandı. 60'a yakın Müslüman ülkenin dışişleri bakanı 31. defa bir araya geldi. Gündemde 151 konu varmış. Haydi hayırlısı... Bir şeyler söyleyebilmek için, kapanışı bekliyorum. PKK, yeniden gündeme tırmandı. İKÖ'den sonra İstanbul'da NATO için süper zirve yapılacağı günlerde isminden bahsettirmeye başladı. 500 kadar mensubunun dağlarımızda yaşadığı söyleniyordu (kim saymışsa!). Bu kadar zaman içinde, günümüzün teknik imkânlarıyla, dağdaki yerlerinin bulunup düze indirilemediklerine şaşıyordum. Ancak, teknolojisi bizden iyi olan Birleşik Amerika'nın bin Lâdin'in inini ve izini tesbitten âciz kalması karşısında, bu işin benim sandığım kadar basit olmadığını anladım. Kuzey Irak'ta ise 5000 kadar PKK'lının bulunduğu söyleniyordu. Bunları dağıtmak elimizde iken, 15 ay önce bu fırsatı değerlendirememiştik. Şimdi bu teröristlerin 1000 kadarının 10'lu gruplar hâlinde Türkiye'ye sızdıkları bildiriliyor. Geri kalan 4000'i 40'lı gruplar hâlinde gelir mi, bilmiyoruz. Aynı filmi yeniden görmek istemiyoruz. Genelkurmay Başkanımız'ın uyarısından, ciddi bir hareketlenmenin bahis konusu olduğu anlaşılıyor. Bu hareketlenme, devlet desteği almaksızın mümkün mü? Değil! Hangi devlet veya devletler? İşte bu husus münakaşaya açıktır. Amerika acaba önce gözdağı verip sonra bizden bir şeyler mi isteyecek? İsrail'i fazla kızdırdık da, bize terörle yaşamayı hatırlatmak mı istiyor? Türk'ü çok kıskanan bölge devletlerinden biri mi? AB ile müzakeremizi engellemek isteyen devletler mi? İçimizdeki, yanı başımızdaki bazı zümreler mi? Türkiye'yi otoriter tedbirlere zorlayarak veya teröristlerin cirit attıkları bir alan hâline getirerek Avrupa Birliği'nden koparmak, birinci ligden düşürmek isteyenler mi? Avrupa ülkeleri olsun, Birleşik Amerika olsun, terörist kaynıyor. Onların teröristleri uslu uslu otururlarken, Türkiye'deki meslektaşlarının kıpırdanması düşündürücüdür.