Koalisyon devam edecektir. Farklı felsefelerden gelen 3 partinin lideri, hükümeti bozmamak için bugüne kadar dikkate değer bir özen gösterdiler. Bundan sonra da göstereceklerdir. Ancak Cumhuriyet tarihimizde 4 yılı aşan bir seçim dönemi yoktur. İkinci Cihan Savaşı'nın cehennem yıllarında dahi 1939 ve 1943'te kâğıt üzerinde olsa bile Yüce Meclis yenilendi. Binaenaleyh seçimlerin 2004 nisanında yapılması ihtimali zayıftır. Yasama dönemini 4 yıldan 5 yıla çıkarmak zaten mahzurlu idi, tashihi gerekir. 2003 baharında seçim ihtimali daha kuvvetlidir. Ne yapılacaksa 2002 yılı içinde gerçekleştirilmelidir. İçinde bulunduğumuz bu yıl çağdaş Avrupa hukuk sistemine geçmek durumundayız. Bunu, Türk insanının ve milletinin hakkı olduğu için yerine getireceğiz. Çıkardığımız yasaları samimiyetle uygulamasını da bileceğiz. Statüko mutlaka bozulacaktır. Yenileşmemiz de şarttır. Köhnelikten ve lagarlıktan dökülmedik yerimiz kalmadı. Bunun Avrupa Birliği'ne girip girmemekle ilgisi yoktur. Önemli bir devlet kalabilmemizle ilgilidir. Avrupa standartlarının mefhum-ı muhalifi (karşıtı) ABD'nin mutlak etki alanıdır. Rusya-Çin alternatifini teklif edenlerimiz de vardır. Erken veya zamanında (2003'te veya 2004'te) seçimlerden çarpık sonuçlar çıkabilir. Zira merkez sağ MHP, Doğru Yol ve ANAP olarak bölünmüştür. Merkez Sağ'ın başka talipleri de vardır. Merkez Sol'a gelince, o da parçalıdır. Kaldı ki Sol, Türkiye'ye çivi çakmamıştır. Sadece ideoloji ve slogan üretmiştir. Politikanın gerçekleri bunlardan, geri kalanların hepsi bir yığın geçici laf-ü güzaftan ve teferruattan ibarettir. Detay içinde boğulmamak, detayı esas gibi algılamamak lazımdır. Kaldı ki 19 Mart, kritik bir tarihtir. Hepsinin biribirinden yurtsever olduklarına inandığımız milletvekillerimiz, yeni oyunların içine düşmeyeceklerdir.