Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin , bu Pazar günü Ankara'da olacak. Pazartesi Başbakan Erdoğan'la görüşecek. Bu ziyaretin ertesi günü Cumhurbaşkanı Sayın Sezer, Çankaya'da zirve toplantısı yapacak. 17 Aralık'ta Türkiye'ye verilecek müzakere tarihi üzerinde bütün Avrupa'da -daha doğrusu bir kaç devlette- büyük dalgalanma olduğu için, böyle bir toplantıya lüzum görüldü. Putin, Başkan Bush'tan sonra dünyanın en ilgisini çeken politikacıdır. Zira Rusya'da istikrar henüz dört başı mamur değildir. İmparatorlukların dağılması çok sarsıntılı geçer. Rus imparatorluğu ise 1917'de değil, gerçekte 1990'da dağıldı. Başkan Vladimir Putin'le Orta Asya, Kafkasya, Irak da konuşulacak. Teröre karşı kesin işbirliği üzerinde mutabık kalınacak. Ama ekonomi, ağır basacak. Rusya'da iş adamlarımızın 10 milyar dolar üzerinde yatırımları var. Şimdi biz Türkiye'de Rus iş adamlarını bekliyoruz. Ticaret hacmimiz de mutlaka en az ikiye katlanacaktır. Ama kesin şekilde en önemli mesele Boğazlar konusudur. Bizim görüşümüz budur. Tarihî Boğazlar Meselesi , maalesef Montrö Anlaşması ile çözülemedi. Daha doğru ifade şöyledir: 1936'da dev tonajlı gemiler de, petrol akımı da kestirilemedi. Ticaret gemilerinin her iki Türk boğazından tam bir serbestlikle geçmesinde sakınca görülmedi. Bugün durum değişmiştir. Avrupa'nın en büyük (kalabalık) şehri ve dünyanın kültür merkezlerinden biri olan İstanbul, akıllara durgunluk verecek boyutlarda tehlike içindedir. Bir faciada şehrin haritadan silinmesi bile mümkündür. Binaenaleyh tanker geçişine son vermek gerekiyor. Petrol akışını, yapılacak boru hatlarına çevirmek ve bu işe hemen, derhal başlamak şarttır. Rusya, tankerlerini beklettiği için Türkiye'yi, milletlerarası gemicilik örgütüne şikâyet etti. Mesele, Londra'da görüşülüyor. Ancak İstanbul'un tehlikeye atılması hiç bir şikâyetin konusu olamaz. Rus petrolü Trakya yolu ile de, Samsun, Ceyhan yolu ile de Akdeniz'e akıtılabilir. Rusya ile çok yakın ve çok dostça ilişkiler kurmaya azimliyiz. Rusya'nın, Baltık'ta gemilerin geçiş güvenliği için kabûl edilmiş statüyü Türk Boğazları için sallantıda bırakmıyacağını düşünüyoruz.