Referandum öncesi

Millî Güvenlik Kurulu'nda hükûmete Kıbrıs konusunda önümüzdeki gelişmelerde her adımda çok dikkatli davranılması tavsiye edildi. Bu dikkat, elbette gösterilecek. Zira bir dikkatsizlik, sakarlık, beceriksizlik, pahalıya mâl olur. Bu satırları, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Yüce Meclis'e bilgi sunarken yazıyoruz. Amerika, devrededir. Rumlar'a, Kofi Annan planının meziyetlerini anlatıyor. Latife bir yana, referanduma gidecek plan, Türkiye'ye ve Kıbrıslı Türkler'e, Londra ve Zürih anlaşmalarından daha iyi şartlar sağlıyor. Onca yıl Kıbrıs uğruna katlandığımız fedakârlıkları karşılıyor mu? Hayır! Ancak, 30 yılda çözüme ulaşamamış, fırsatları, hattâ geçen yıldakileri değerlendirmesini bilmemiş bir politikanın, elbette bir şeyler ödemesi gerekir. Mayısta Kıbrıs halklarının, Rum'u ve Türk'ü ile, Avrupa Birliği içinde, büyük imkanlara kavuşacağını söyliyebiliriz. Türkçe, AB'nin resmî dilleri arasına girecektir. Kıbrıs dolayısıyla dış politikamızda artık yolumuz kesilmeyecek, millî menfaatlerimiz kısıtlanmıyacaktır. Onun için üzülecek bir şey yoktur. Hâsıl olacak birtakım rahatsızlıklar, düzenlemeler, kısa zamanda iyi sonuçlara ulaşacaktır. Avrupa Birliği'ne girip de şikâyet eden ülke yoktur. Türkiye, küçük bir Türk toplumunu ve ufak bir Türk toprağını, öncü olarak Avrupa Birliği'ne sokmakla iftihar edecektir. Ancak Avrupalılar'ın, kendi dillerini konuşan Boşnaklar'a, sonra Arnavutlar'a yaptıkları muameleyi, Kıbrıs Türkü üzerinde de tecrübe etmiyeceklerini düşünüyoruz. Osmanlı Türk anlayışına ve uygulamasına erişip erişemediklerini bakalım göreceğiz. Avrupa'ya yardımcı olacağız. Zira aynı bütünün parçasıyız. Hâsılı zihniyet değişikliğinin iki taraf için de hangi çizgide bulunduğunun minyatür denemesi Kıbrıs'a yapılacak. Temennimiz, NATO ve Gümrük Birliği üyesi Türkiye'nin Maastricht kriterlerini en çabuk tamamlıyan devlet olmasıdır. Bu arada Kopenhag siyasî kriterlerini eksiksiz benimsemek de bize düşüyor. Avrupa'yı daha iyi günler bekliyor. Yeter ki sakarlık yapılmasın. Zira bu hususta Avrupa'nın geçmişi, bizimkinden çok yüklüdür.