Referandumdan ne çıktı?

A -
A +

Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti siyasi tarihinin en heyecanlı kampanyasını, dünyaya parmak ısırtan bir enerji ile yürüttü. Büyük başarı kazandı. Başarısı, Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri demokrasi dünyasında tasvip gördü. AB; bundan böyle Türkiye'nin Avrupa demokratik düzeyine daha kolay geçeceğini bildirdi. Dünyanın 1. adamı olan Başkan Obama telefonla kutladı. Sayın Başbakan, referandum gecesi İstanbul'daki uzun nutku dolayısıyla da tebrike değer. Türkiye referandum furyasında birbirine âdetâ yan bakan iki gruba bölünmüştü. Nitekim oylamada bu durum açığa çıktı. Başbakan, hayır diyen milletin diğer yarısına da öylesine olgun şekilde hitap etti ki, söyledikleri, gelecekteki icraatında kendisini bağlayacaktır. Zira elbette iktidardaki partisinin programını uygulayacaktır. İlâveten şahsen düşüncelerini de icraya dökebilecektir. Ama AK Parti'nin başbakanı değil, Türkiye'nin başbakanıdır. Devletimizi yönetmek görevi almıştır. Sistemimizde başbakan tam yetkilidir. Ama uçan kuştan sorumludur. Sayın Erdoğan, bir saat bile gecikmeksizin İstanbul nutkunda bunları vurgulamak öngörüsünü gösterdi. Bu öngörünün sonucunda, ikiye bölünmek tehlikesi kalmaz. İktidar iktidarının, muhalefet muhalefetinin yetkileri içinde davrandıkları şuurlu bir toplum doğar. Tabiatıyla sisteme aykırı hareketler daima mevcuttur. Artık Türkiye'nin değil, dünyanın dikkati Erdoğan'ın üzerindedir. Türk milletinin demokrasiye açılmak istediği, vesayetten hoşlanmadığı, ordusuna hayran olmakla beraber cunta darbelerinden kesinlikle nefret ettiği, millî kültürünü sevdiği, bir defa daha açığa çıktı. Milletimizi böyle anlayan kazanacaktır. Muhalefetin de canlı ve güçlü, çağdaş ve reformcu olması, iktidarı diri tutar, aşırılıklardan alıkoyar. Maalesef böyle bir muhalefetimizin bulunmadığı âşikârdır. Yalnız eleştiren, karşı model sunamayan bir muhalefettir. Statükocudur. Donmuş dogmaları savunmaktan hoşlanır. İhmalkâr ve epey rahat düşkünüdür. Nitekim ana muhalefet partisi liderinin formalite sebebiyle oy kullanamaması gibi politik fıkra kitaplarında geçecek bir durum Türkiye'de ayniyle vaki oldu. Bu trajikomik olaydan şüphesiz genel başkan değil, sekreteryası sorumludur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.