Referandumdan sonrası

A -
A +

Referandumdan beklenen sonuçlar çıktı: Türk tarafı evet, Rum tarafı hayır dedi. Türkler hayır deseydi, Türkiye, onulmaz zararlara maruz kalacaktı. Statükocularımız hezimete uğradı. Denktaş'ın istifası mantık gereği ise de, politikanın her zaman mantığa dayanmadığı malûmdur. Kaldı ki şimdi, Kıbrıs konusunda açılan yeni dönemde müzakereleri en iyi Denktaş'ın yöneteceği, başkalarının kolayca taviz verecekleri iddiası ileri sürülecektir. Biz hiç de bu fikirde değiliz. New York ve İsviçre'de ehliyetlerini kanıtlamış kişilerin daha başarılı olacakları fikrindeyiz. Hayır oyu ile Türkiye gibi muazzam bir devletin uğrayacağı mazarrâtı göremeyen, görseler bile kaale almayanların, artık devreden çıkmaları lâzım geldiğini düşünüyoruz. Ama direneceklerini de biliyoruz. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve Birleşik Amerika, işin peşini bırakacak değiller. Çabalarını sürdüreceklerdir. Kuzeyde Türkler'e uygulanan ahlâk dışı ambargo kalkacak. Ama Kıbrıs konusunda Türkiye'nin mükellefiyetleri devam edecek. Güney de Annan Planını kabûl etse idi, bu iş biter, her taraf kazançlı çıkardı. Gene de Rumlar'ın hayır, Türkler'in evet demeleri, 30 yıldan bu yana ilk defa ibreyi lehimize çevirdi. Güney'in hayır demesinin bizim daha lehimize olduğunu ileri sürenlerin aklı, hâlâ bir yerlere takılı kalmıştır. Şimdi Rumlar'ı ikna etmek için, taviz vermemiz istenecektir. Taviz almadan taviz vermemiz eşyanın tabiatına aykırı bulunduğuna göre, Kıbrıs konusu maalesef gündemin üst sıralarından düşmeyecek. Şimdi, referandum öncesinden daha güçlüyüz. Avrupa ve ABD, çağdaş uygarlık çizgisinden uzak yöneticilere sahip Güney Kıbrıs'ı, Avrupa Birliği'ne üye yaptılar. Başlarının çok ağrıyacağını kesinlikle söylüyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.