Referandumlu Fransa

A -
A +

Dünkü yazımda, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac (Jak Şirak)'ın ileride Türkiye'nin AB üyeliğini Fransız halkının referandumuna sunacak anayasa tadiliyle, politik hünerini bir defa daha isbat ettiğini belirtmiştim. Muhteşem Süleyman devrinden falan bahsetmiyorum. İkinci Henri'nin Fransız donanmasını Osmanlı Türkiyesi'ne rehin gösterdiği devri falan hep geçiyorum. Evet maalesef Birinci Cihan Savaşı'nda (1914-18) Fransa ile savaştık. Ama imparatorluğumuzdan olduk. Cumhuriyet dönemimizde ne güzel geçindik. 53 yıldır NATO içinde ve Avrupa'nın pek çok organında birlikte paşa paşa müttefik ve dost olarak çalışıyoruz. Fransızlar'ın Ermeni ve Kürt aşklarını pek anlayamadık ama olsun, biz Türkler de Ermeniler'i ve Kürtler'i severiz. Birlikte yaşadığımız bu kavimlere, yurtlarına ihanet edip kesip biçmeye kalkışmadıkça ağır muamele etmedik. Onları her makama getirdik. Chirac'ın 21 yıl cumhurbaşkanlığında (buna başbakanlık yıllarını ekleyiniz) şampiyon olacağına şüphe etmediğimizi dün belirtmiştik. Tek sakıncası, Hıristiyan dünyasının en büyük soylusu sayılan ve monarşi sürseydi krallık tahtında bulunacak Paris Kontu Cenapları'nın kızması ihtimalidir. Zira Chirac, Kont'un büyük amcası 14. Louis ile rekabete kalkışıyor. Başkaca endişemiz yoktur. Birkaç yıl sonra Sayın Chirac, referandumda Fransa halkına, Türkiye'nin üyeliğine evet demelerini öğütleyecektir. Bundan eminiz. Emin olamadığımız husus kendimize dairdir. O derecede AB için çalışan AK Parti iktidarının bile rehavete düştüğü ve hattâ ipe un serdiği dedikoduları, şimdiden başladı. Yoksulluğa katlanmak pahasına rahata düşkünlüğümüz meşhûr-i cihân olduğu için, bu söylenti ve değerlendirmeleri AK Parti hasımlarının ürettiği fikrine katılmıyoruz. Üstelik Türk milliyetçiliğini anlayamayan veya bir zamanların zihniyetiyle algılayan zümreler de var güçleriyle bağırıyor, yazıp çiziyorlar. AB ve ABD alternatifi projeleri yapan dâhileri bile zuhûr etti. Latife bir yana, AB için referandum falan vız geliyor. Hepsini aşarız. Ama kendi irade zaafımızın Türkiye'yi durduracağından, hattâ yaramaz yollara götüreceğinden korkuyoruz. Tarihimizde o kadar emsali var ki... Kolay kolay Avrupa'nın en gerisine düşmedik. Bunun için adeta hüner gösterdik. Çalışıp çabaladık. Ekim ayı yaklaşıyor. Daha müzakerecilerimiz ortada yok...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.