Avrupa Birliği Anayasası denen tüzüğe benzer korkunç hacimdeki metin Fransa'da, yüzde 55'le reddedildi. Yazımızı Hollanda'da referandum sonuçları alınmadan önce yazıyoruz. Ancak bu ülkede de ret oyu çıkacağı tahminleri yapılıyor. Hollanda malûm, Fransa gibi, Avrupa Birliği'nin 6 kurucu üyesinden biridir. Bizde Avrupa Birliği karşıtları, daha açık ifadeyle reforma direnenler, reformlardan hoşlanmayan, reformlardan ürkenler, reforma kızanlar, dehşetli statükocular, bayram ediyorlar. Türkiye'ye hayır dendi! derin siyasî tefsirleri yapıyorlar. Bir makalesi Birleşik Amerika'da devlet politikası derecesine çıkarılınca ne olduğunu şaşıran Samuel Huntington, Ermeni eşi ile Türkiye'ye geliyor. Yüzümüze karşı, açıkça, çekinmeden, bize devlet politikası öneriyor. Fransa'dan çok önemli, ve de çok da gizli bir kişi gelip bizimkilerle görüşüyor. İmtiyazlı ortaklığın fazilet ve meziyetlerini anlatıyor. İkinci sınıf devlet statüsünü kabulümüz hâlinde Ermeni, Kürt, yoksulluk, yolsuzluk ve benzeri ne kadar derdimiz varsa kurtulacağımızı açıklıyor. Türkiye'de reformlar için kıvırtmak bahanesi arayanlar çok. 200 yıldır çok. Bugün de öyle. Avrupa kıtasında fakat, Asya ve Güney Amerika seviyesi olan 4.000 dolarla kavrulup gideriz, amma ve lâkin çağdaş kriterleri istemezük! diyenler bir hayli. Her kesimde mevcut. Bu reformlara direnen vatandaşlar, Avrupa düzeyine geldiğimiz zaman, en büyük istifadeyi sağlayacaklar. Reform isteyenlere böbürlenecekler. Onları kaale bile almaksızın yeni düzenlerini kuracaklar. Ama şimdi farkında değiller. İmtiyaz, ayrıcalık, saire saydıkları, bugünkü statüko içindeki yerlerini bırakmakta zorlanıyorlar. Halbuki AB düzeninde kimsenin saygınlığına halel gelecek değildir. Avrupa Birliği, olumsuz referandum sonuçlarını kısa zamanda onaracaktır. Böyle bir atmosferde biz de 3 Ekim'de müzakereye başlayacağız. Giscard d'Estaing gibi dar görüşlü eski bir politikacının hazırlanmasında baş çektiği anayasayı bendeniz de sevmemiştim. Şimdi daha iyisi kaleme alınacaktır.