Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Ankara'ya kısa bir ziyaret yaptı. O kadar kısa ki, başbakanımız ve dışişleri bakanımızla görüşmelerinin toplamından çok fazla zaman kullanarak, başkentimizdeki Rusya Federasyonu dışişleri bakanı ile görüştü. Ama bana göre,Türkiye'ye söyleyeceğini söyledi. Söylediklerini algılamak, bizim işimizdir. Rice, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'a, demokrasilerini geliştirmek bâbında epey kapsamlı öğütler verdi. Demokrasideki eksiklerini madde madde sıraladı. Dünyanın ikinci askerî gücünü ve yeryüzündeki en geniş topraklı devleti temsil eden Başkan Putin, bu öğütleri soğukkanlılıkla, hiçbir komplekse kapılmaksızın değerlendirecektir. Şahsiyetine girebildiğim nisbette tanıdığım Putin budur. Rice'ın Lavrov'la görüşmesini Rusça yaptığını düşünüyorum. Rice, buna mukabil bize hiçbir demokrasi dersi vermedi. Stanford gibi bir ünivesitede siyasî ilimler profesörlüğü ve rektörlük yapan Rice'ın, NATO üyesi ve ABD'nin stratejik müttefiki Türkiye'nin demokrasisinin artık kusursuza çok yaklaştığı kanaatinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Yoksa, Türkiye'den istedikleri o derecede hayatî idi de, demokrasi bahsine falan hiç girmedi mi? Sayın Rice'ı bu şekilde anlayanlar da olabilir. Halbuki aynı gün Washington, Mısır ve Suudi Arabistan'a demokratlaşmaları ihtarında bulunmuştu. Biz bu ihtarı, bu ülkelerin, Pax Americana'ya uymaları öğüdü şeklinde anladık. Yoksa ben gelir sizi bir güzel demokratlaştırırım, Afganistan'da ve Irak'ta demokrasiyi kurduğum gibi... manasını verenler çıkarsa, itirazımız yoktur. Rice, Sayın Gül'e hem Amerika, hem Türkiye'nin geleceği için ilişkilerimizin kritik günlerindeyiz mesajını verdi. Bendenize göre asıl mesaj şu idi: Stratejik müttefikliğin gereklerini yerine getirmediğiniz için Irak üzerinde konuşmak hakkınızı yitirdiniz. Aynı şekilde davranırsanız, Suriye ve İran için de sizi hiçbir hususta dinlemeyiz. Tabii bu mesajı nasıl bir diplomatik üslûp içinde aktardığını bilemem. Sayın Başbakan, Güneydoğu Asya'ya giderken ayaküstü görüştü. Sayın Dışişleri Bakanımız, Şanghay'dan henüz avdet etmişti. Asya'nın cazibesi meşhûr-i cihândır. Ancak İngiltere'nin dönem başkanı olduğu bugünlerde, bütün devlet büyüklerimizi Avrupa Birliği ülkelerinde görmek isteriz.