Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Rusya ziyareti, her devlet tarafından dikkatle izleniyor. Enerji yolu üzerindeki Türkiye, Asya'daki enerji kaynaklarını düzenlemek isteyen Amerika ile Rusya'nın rekabet coğrafyasının içinde kalıyor. 19. asırda Rusya, nasıl İngiltere ile Asya'yı çekiştiyse, bugün de ABD ile çekişiyor. Bu, 19. asra nisbetle Asya'da Güney Kafkasya ile Batı Türkistan'ı, Avrupa'da Ukrayna, Beyaz Rusya, Moldova, Finlandiya, Polonya, Baltık ülkelerini kaybetmiş bir Rusya'dır. İngiltere ise bütün sömürgelerinden arınmıştır. Asya, Asya devletlerine kalmıştır. Ama petrol ve terör gibi faktörler dolayısıyla Amerika, bir dereceye kadar Rusya, Asya devletlerinden Japonya, Çin, Hindistan, dünyanın en büyük kıt'asında rekabet içindedir. En nazik bölge olan Orta Doğu'da İran, petrol diplomasisi ve atom tehdidi ile üstünlük iddiasındadır. Türkiye, ben de varım! demeye başlamıştır. Amerika'nın 1952'den bu yana resmen askerî müttefiki olan Türkiye, Sovyetler Birliği'nin Rusluk yararına kullandığı komünist ideolojinin çok kanlı eylemlerinden kurtuldu. Rusya'daki Türklerin hepsi değilse bile büyük kısmı da Rus sömürgesi olmaktan çıktı. Yani en büyük düşmanımız olan Rusya ile, 20 yıl önce dünyada pek az kişinin ihtimal verdiği bir yakınlaşma zemini oluştu. Bu zeminde hızla mesafe alındı. Türk Cumhuriyetleri ile gereken yoğunlukta ilişkiler kurulamadı. Fakat Rusya ile büyük çapta anlaşmalara bile girebildik. Başbakan Erdoğan'ın dünkü ziyaretinde iki devlet vize kaldırmayı bile konuştular ki, ne kadar değişken bir âlemde yaşadığımız anlaşılır. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Medvedev ve Başbakan Putin'le mutattan çok uzun görüştü. İran ve Karabağ konularına da girildi. Amerika ve Avrupa Birliği, Türkiye'yi dikkatle izliyorlar. Osmanlı coğrafyasını toparlamaya çalışmak şeklinde değerlendirenler var.