Şam ve Nobel

A -
A +

Şam'la Nobel'in ilgisi ne? demeyin. Cihanşümul politika, bu derecede uzak görünen iki kavramı, Suriye'nin Şam'ı ile İran'a verilen Nobel'i ilişkilendirdi. İsrail'in Şam banliyösünü bombardımanı Suriye'de, Papa'ya verilmesi beklenen Nobel Barış Ödülü'nün Stockholm'de bir İranlı hanıma verilmesi İran'da, Birleşik Amerika'nın operasyon başlattığının işaretleridir. İsrail, Suriye'nin tepkisini ölçtü. Güney komşumuzun, Amerika'nın şartlarını savaşa hacet kalmaksızın kabul edeceği hemen hemen anlaşıldı. İran'a gelince, ülkeyi Amerikan müdahalesinden kurtarmak isteyen Avrupa, İran'daki rejime, liberalleşmesi için yol göstermek istedi. Geçmişte de sulh için böylesine sonuç vermez teşebbüsler yapılmıştır. İranlı kadın hakları savunucusu bir avukat hanıma verilen Nobel, Tahran'daki iktidar sahiplerini uyarmaya da, Washington'u durdurmaya da yetmez. Operasyon alanı olup Doğu Akdeniz'den Çin Seddi'ne, Kafkaslar'dan Hind Okyanusu'na uzanan bu muazzam coğrafyanın güçlü devleti Türkiye ne yapacak? Aklını kullanacak. Aklını kullanmazsa nolacak? Amerika, bu coğrafyada Pax Americana'nın gerçekleşmesi için Türkiye'nin yerine partner olarak Rusya'yı alacak. Türkiye de, Rusya da, imparatorluk geleneğinden geliyorlar. Putin, gözlerini dört açmış, Türkiye'nin ayak sürtmesini, skolastik münakaşalar gayyasında icrayı unutmasını bekliyor. Rusya, Türkiye gibi NATO ve İslâm Konferansı üyeliği için de kolları sıvadı, çalışıyor. Bendenize sorarsanız, iki teşekküle de, sonra Avrupa Birliği'ne de girecek. Bu işleri bir türlü aklı kesmiyenlerin söz sahibi bulundukları ülkeler, her türlü zorluğa katlanmaya, musibete uğramaya hazırlanmalıdır. Türkiye'ye gelince, Hatay'dan ve sularımızdan asla ve kat'a vazgeçmeyen Suriye ile PKK hamisi İran'ı korumak, kesinlikle bize düşmez.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.