Şanghay yolu...

A -
A +

Avrupa Birliği muhalifleri, Türkiye'de otoriter bir yönetim istiyorlar. Aynı zamanda Amerika'ya, dolayısıyla NATO'ya karşılar. Sırbistan, Makedonya, Arnavutluk, bütün güçleriyle Avrupa Birliği üyeliği için çalışıyorlar. Dışarıda kalan Türkiye, âşikârdır ki, Asya devleti hâline gelir. Zaten Anadolu'nun yanında Rumeli anılmaz oldu. AB ve ABD'ye karşı, otoriteyi eline geçirenin yöneteceği, demokrasi külfetinden kurtulmuş bir Türkiye, yalnız bir Türkiye'dir. Rusya, İran, Hindistan, Çin, falan filan ile ittifak tavsiye edenler de var. Rusya, Avrupa medeniyetinin ayrılmaz parçasıdır. 1917'de komünistler musallat oldu. On milyonları öldürdü. Ülkeyi Batı'dan tecrîd etti. Bu, Rusya tarihinde feci bir fetret devridir. Komünizmin pençesine düşmese idi, Avrupa'nın gerçekten zengin ve en ileri devletleri arasında idi. Binaenaleyh Rusya'nın Avrupa'dan hatta bugün Batı sisteminin büyüğü Amerika'dan kopması, ayrı kuvvet oluşturması, mümkün değildir. Çin'e gelelim... Bambaşka, farklı bir medeniyet, kültür ve sistemin büyüğü, tarihî öncüsüdür. Batı kapitalizmini başarı ile uyguluyor ama, demokrasi ile alâkası yoktur. Bizim otoriter devlet meraklılarımız, soluğu Şanghay'da almak istiyorlar. Hattâ ümit ve istikballerini Çin'e bağlıyorlar. Ancak bizim 1000 (bin) yıl önce oralardan kurtulup bu coğrafyaya geldiğimizi unutuyorlar. Gerçi Çin, Türk âleminin hâlâ doğu komşusudur. Zaten büyük bir Türk kitlesini ve ülkesini pençesinde tutuyor. Ama Türkiye Türkü için o derecede yabancı bir hayat tarzını temsil ediyor ki... Hiçbir Türk, Çin uydusu ve bağımlısı olmak istemez. Allah korusun! İran'a gelince... Dördüncü Murad'ın 1639 Kasr-ı Şîrîn Anlaşması'ndan sonra, pek çok defa, yıllarca süren, en büyük çapta ve en kanlı savaşlar yaptığımız bir devlettir. O da büyük bir medeniyetin sahibidir ama, Türkiye'den sonra en kalabalık Türk nüfusunu hazmetmek, temsil etmek, politikasının temelidir. Bizde birileri, milletimize aptal ve cahil muamelesi yaparak, Kasr-ı Şîrîn'den beri savaşmadığımız kuyruklu yalanını ortaya attı. İran, Türkiye ne yaparsa, aksi tezi savunur. Hiçbir rejim altında, bu devlet politikasından vazgeçmemiştir. Hindistan'a gelince... Hiçbir zaman Batı'dan ayrılmaz. Muâsır medeniyet seviyesi, anılan ülkelerde, Çin'de falan değildir. Atatürk'ü ve onu hazırlayan uzun yenileşme geçmişimizi unutmayalım. Zaten böylesine bir radikal irticanın Türkiye'de başarı şansı yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.