Fransa Cumhurbaşkanı (yarı-başkandır) Nicolas Sarkozy (Nikola Sarkozi), Türkiye'nin Akdeniz Birliği'ni kurmak üzere toplanacak konferansa katılmayacağını öğrenince büyük telâşa kapıldı. Tayyip Erdoğan'ı telefonla aradı, konferansa gelmesini istirham etti. Fransa gibi büyük devletin Sarkozy gibi medyatik başkanının bu derecede önem verdiği Akdeniz Birliği de ne oluyor? sual buyurursanız, cevabım şudur: Akdeniz Birliği, Sarkozyi'nin Türkiye'yi Avrupa Birliği üyeliğinden vazgeçirmek için keşfettiği bir projedir. Türkiye başıboş bırakılmamak, başı bağlanmak istenmiştir. Çifte hedeflidir. İkinci hedef daha ağırlıklıdır: Akdeniz Birliği, Fransa hegemonyasında bir Arap Birliği olacaktır. Bana inanmayanlar, lütfen bir Akdeniz paftası açıp nazar ve tetkik buyursunlar, şunları göreceklerdir: Batıdan doğuya Akdeniz sahilleri boyunca: Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Filistin, Lübnan, Suriye... Moritanya, Sudan, Ürdün gibi hinterlandları bile var. Kuzeyde İspanya, İtalya gibi iki önemli Katolik Latin devleti, isteksiz davransalar bile Fransa'ya karşı çıkmazlar. Yunanistan ise, Türk'ü küçültmek, ehemmiyetsizleştirmek, Hazar'a erişmesini engelleyerek tekrar büyük devlet kimliğine bürünmesini önlemek için, her projenin gönüllü taraftarıdır. Anılan Arap devletleri, eski Osmanlı ve Osmanlı-öncesi Türk eyaletleridir. Tolun oğlu Ahmed'den beri 1000 (bin) yıl Türk egemenliği yaşayan Mısır, Türkiye'nin tek başına kalacağı Akdeniz Birliği'nde Araplığın liderliğine ve birliğin eş başkanlığına oynayacaktır. Fransa'ya, Fransa da Amerika'ya dayanacaktır. Fransa, kurucusu olmasına rağmen Avrupa Birliği'nde Almanya'nın üstünlüğünden ve İngiltere'nin rekabetinden yaka silkmektedir. Dışişleri Bakanlığımız, bu projeye sıcak yaklaşmadı. Türkiye, Fransa'nın Türkiye'yi AB üyesi olmayan bir NATO üyesi bırakmak istemesini nefretle izliyor. Bu yazım, Akdeniz Birliği'ne girelim veya girmeyelim, Sayın Başbakan, Sarkozy'nin davetine icabet etsin veya etmesin manasında değildir. Jeostratejiye meraklı okuyucularım için kaleme alındı.