Putin'in Orta Asya temasları, önümüzdeki dönemde Dünya politikasının yönünü etkileyecek ağırlıkta bir olaydır. Rusya, tarihi boyunca her türlü tecrübeyi edinmiş milletlere mahsus dirayetli bir sabırla, komünizm felâketinin olumsuzluklarından kurtulmaya çalıştı. Orta ve Yeni Çağlar'da ne Moğollar, ne Lehler, ne İsveçliler, ne Almanlar ve ne de Türkler, Rusya'ya komünizmin verdiği derecede zarar oluşturmuş değillerdir. Böylesine insan düşmanı bir rejimi Rusya, doğrusu imkân dahilinde en yumuşak şekilde başından atmayı başardı. 1917 felâketine uğramasa idi çoktan aralarında yer alacağı Batı Avrupa düzeyine ayak bastı. Bu Rusya, askerî gücü bakımından 1945-1990 arasında Birleşik Amerika'nın tek rakiybi idi. Bu askerî gücün artık rekabet imkânını yitirdiği hususunda ciddi hiç bir bilgi yoktur. Gerçek olan, ekonomik güçsüzlük dolayısıyle Amerika'nın askerî kudreti ile arasının pek çok açıldığından ibarettir. Dünyanın büyük rezervleri arasında bulunan Kazakistan ve Türkmenistan petrol ve gazı artık kuzey batı yönünde Rusya topraklarından geçerek Avrupa kıt'asına enerji dağıtacaktır. Rusya, Amerika'nın enerji savaşına girdiğini, terörle savaşın ve İsrail'i tehditten kurtarmanın bile ikinci derecede kaldığını hemen idrâk etti. Binaenaleyh Birleşik Amerika'nın Genişletilmiş Orta Doğu süper projesi Daraltılmış Orta Doğu mütevazı projesine dönüşmeye yüz tutmuştur. Zira başkan Bush, Afganistan ve Irak'ta beceriksiz davrandı ve Suriye ile Irak'ı bertaraf kılmakta tereddütler içinde yüzdü. Başkan Putin, şah mat diyemese bile, ağır bir hamle yaptı. Başkan Bush, bir buçuk yıl içinde darbeyi karşılayamazsa, bu misyon, Misis Clinton'a kalacaktır. İkinci Tezkere'yi Ret hezimetini yaşamış Türkiye ne yapacaktır?