Bir yerel seçim için hayret verici boyutlara ulaşan bunca gayret nedendir? sorusuna cevap vermek gerekir. Böylesine yoğun seçim atmosferi, devletimizin yönünü otoriter cumhuriyetten demokratik cumhuriyete yönelten Mayıs 1950 seçimlerinden önceki aylarda bile görülmedi. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı 6.5 yılı buldu. 2007'de başlayan ikinci iktidar dönemi çok çalkantılı yaşandı. Cumhurbaşkanı seçimi, çok münakaşalı gerçekleşti. Demokrasilerde görülmeyen yüzde 10 barajı sebebiyle AK Parti, Meclis'te kesin çoğunluk elde etti. Partiyi kapatma talebi, Anayasa Mahkemesi'nden kıl payı döndü. Darbe ile iktidarı düşürmek teşebbüs veya faaliyet yahut düşünceleri, şimdi yargıdadır, neden bilmiyorum Ergenekon deniyor. Normal, yerleşik demokrasilerde olağan dışı bu olaylar, Türk milletinin başına geldi. Zira eski günahların gölgesi uzun olur. İyi işlemediği taraftarlarınca da kabûl edilen muhalefet, karşı fikir üretemedi. Milletvekili statüsü bir türlü yazıya dökülemediği için politikacılar, karşılıklı ithamlarla demokrasiyi incitecek çizgiyi yarıp geçtiler. Bu bâdire içinde bugün p.c. 11.000 dolara ulaştığımızı unutmuyoruz. Bu rakam, daha birkaç yıl önce, uzak bir hayal sayılıyordu. Nitekim G-20 içindeyiz. Londra zirvesi de yaklaştı. Buna karşılık Avrupa Birliği bahsinde az gittik, uz gitmek şöyle dursun, dere tepe düz bile gidemedik. Bu atmosferde halkımız, il genel meclisi oylamasında partilere teveccühünü belirtecek. Hangi genel başkanı, başbakan görmek istediğini açıklayacak. Hangi genel başkanı muhalefet lideri yapmak istediğini belli edecek. Alınan sonuçlara göre 2011 seçimlerine gidilecek veya genel seçim 2010'a alınacak...