Seçim Yasası nerede?

Partilerimiz kongre yapıyor, mitingler düzenliyor, genel başkanlar ateşli nutuklar söylüyor, birbirleri hakkında dehşetli ithamlarda bulunuyorlar. AK Parti dışındakiler, sonbaharda 4 yıl doluyor diye seçim istiyorlar. Yasama dönemi hiç gerekçe olmaksızın 5 yıla, milletvekili sayısı sebepsiz yere 550'ye çıkarıldı. Bunları AK Parti değil, klasik partilerimiz yaptı. Her el atıldıkça biraz daha bozulan seçim kanununu düzeltmeyi, ne iktidar, ne muhalefet partilerimiz ağızlarına almıyorlar. Bazı düzeltmeler, Anayasa tadilini de gerektiriyor. Yüksek baraj, küçük illere fazla milletvekili verilmesi, 550 üye sayısı ve benzeri çok büyük aksaklıklar, her parti tarafından kendi lehlerine işleyeceği hayali ile muhafaza ediliyor. Bu tatlı hayalle seçime gitmek istiyorlar. Yasama dönemi de gene 4 yıla indirilmelidir. Milletvekili statüsü keza düzenlenemedi. Tek reform, milletvekili lojmanlarının kapatılmasıdır. "Dokunulmazlık kaldırılsın!" sloganı ise başını almış gidiyor. Doğrusu, dokunulmazlığın, AB standart ve uygulamalarına göre tadili ve hassaten yolsuzlukları hemen önleyecek şekilde düzenlenip sınırlanmasıdır. Yoksa milletvekili dokunulmazlığı bulunmayan hiçbir demokrasi mevcut değildir. Aksi takdirde milletvekilleri, meselâ partizan savcıların elinde karakollarda, yargı organlarında, avukat bürolarında ömür tüketip sürünürler. Kışkırtılan ve aklına esen savcı, bakarsınız başbakanı bile itham eden fezleke yazabilir. Hâsılı, elbette bir seçim yapılacak. Ancak gerekli çağdaş yasal düzenlemeler gerçekleşmeden seçime gidilirse, demokrasimiz üzerindeki münakaşalar bitip tükenmez. Üçte bir oyla üçte iki milletvekili çıkabildiği görüldü. Bugünkü bozuk sistemde öyle ihtimaller mevcuttur ki, bizi, seçimin yenilenmesi kabîlinden bir felâkete bile düçar kılabilir. Partilerimiz bir vakit önce demokratik, çağdaş, AB örnek alınmış bir seçim yasası üzerinde anlaşmalıdır. İktidar partisi, öncü olmalıdır.