Seçime 27 gün

Seçime 27 gün kaldı. Hiçbir seçimde bu derecede coşkun, taşkın, hararetli, hareketli bir kampanya, asla olmadı. Dünya demokrasi tarihinde bile emsali azdır. Halbuki seçim sonuçları, hem de partilerin oy sıralaması ile belli: AK Parti, CHP ve MHP. Bu sıranın değişmesi için hiçbir olağan dışı gelişme beklenmiyor. Zira seçmenimiz ikiye ayrılmıştır: Tayyip Erdoğan diyenler ve Tayyip Erdoğan demeyenler. Oylar buna göre atılacak ve sonuç bu şekilde alınacak. Durum hiçbir seçimde bulunmayan böylesine bir berraklıkta iken, harareti kızgınlık derecesine yükselebilen bir kampanya nasıl oluştu? Zira bu üç parti ve 10 kadar Kürtçü bağımsız dışında başka bir partinin yüzde 10 çok katı barajını aşması beklenmiyor. İthamlar iftiraya dönüşebiliyor. Ortada imalâtçısı meçhul kalan çok pis kasetler dolaşıyor. Yüce ve ince bir san'at olan politika kirleniyor. Bütün mücadele, 24. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni oluşturacak milletvekili sayısı için yapılıyor. Bu sayı da epeyce: 400'den 550'ye kadar çıktı. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 3. iktidar dönemini engelleyecek bir faktör yok. Ancak Sayın Erdoğan, bu dönemde, çıkardığı milletvekili kuvvesine paralel bir politika izleyecektir. Bu kuvveye göre A, B, hattâ C ve D projeleri olduğu muhakkaktır. Muhalefet partileri, Sayın Erdoğan'ın projelerini mümkün mertebe kısıtlayabilmek için milletvekili sayısını çoğaltmaya çalışıyorlar. Her parti, liderleri ve mensupları ile, yönetimine tâlib oldukları ülkeyi ne şekilde ileriye götüreceklerini tasarlar. Bunu resmen ilân ederler. Zamanı gelince açıklayacakları da vardır. Gerçek liderler, muhayyile güçleri ile ileri çıkarlar. Uygulanabilir bulunanları iktidara geldikten sonra açıklarlar. Devlet sisteminde yapılması istenen çok radikal değişiklikler bahis konusudur. Bunun için, mümkün olabildiği kadar fazla milletvekili sayısı ile millî iradeye dayanmak gerekir. 2011 seçimleri, bu beklentiler bakımından da çok önemli. Sonraki seçimler artık yüzde 5 barajın üzerinde bir engelle yapılmayacaktır. Kapanmak üzere bulunan 4 yıl, çok dağdağalı geçti. Ama Türkiye ekonomi, ulaştırma, dış ilişkiler gibi pek çok alanda tarihî mesafeler aldı. Önümüzdeki 4 yılda daha hızlı bir tempo ile Büyük Türkiye'yi oluşturmak, millî hedefimizdir.