Seçime 8 gün

Seçime 8 gün kaldı. Daha birkaç gün 4 parti, son sözlerini söyleyecek, rakiplerine son suçlamalarını yapacak. Demokrasi tarihimizin en çekişmeli kampanyalarından birini yaşadık. Buna rağmen önemli bir aksaklık olmadı. Seçim kampanyasında büyük bir hasar vuku bulmadı. Şu veya bu sakınca var diye söylenenler, yazılanlar kısıtlanmadı. Bunlar Avrupa demokrasisinin olağan vasıfları. Fakat Orta Doğu'da emsali yok denecek kadar az rastlanan bir tablo. Bu bakımdan Türkiye'nin, bu coğrafyada, Batı demokrasilerine en yakın ülkelerden biri olduğu kanıtlandı. Hiç İran'da, Suriye'de, bütün bu büyük coğrafyada böyle bir seçim kampanyası ve seçim sonuçlarına güven mümkün mü? Demek ki, Kopenhag kriterlerinin eşiğindeyiz. Aman bir gerileme olmasın! Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, seçimlere en iyi hazırlanan parti olduğunu söyleyebiliriz. Seçim kronolojisi büyük dikkatle tespit edilmiş. Her hafta yeni bir atılımla AK Parti, gündeme egemenliğini hiç bırakmadı. Meselâ 28.000 stajyer öğretmenin kadroya alınması, iktidara önemli oy kazandıracaktır. Henüz kadroya giremeyen bir grup, tabiatiyle başka partilere oy verecek. Kampanyada, gidilmeyen il kalmadı. Pek çok ilçe de nasibini aldı. Televizyonlarımız, liderlerin söylediklerini sürekli yaydılar. Ancak mahut kasetlerin imalcileri ve yayınlayıcıları nefret kazandılar. Kasetlerin, önemli oy değişikliği yapmayacağı kanaatindeyim. Zaten seçmen, kesin ve keskin çizgiyle ikiye ayrılmış durumdadır: Tayyip Erdoğan'ı isteyenler ve istemeyenler... Elbette kararsız küçük gruplar olabilir. Ama tabloyu etkilemez. Çekişme, daha çok oy oranları, bilhassa AK Parti'nin alacağı oy oranı üzerinde yapılıyor. Sayın Başbakan'ın, alacağı oy nisbetine göre icraat yapacağı söyleniyor. Şu veya bu ahvalde, 8 gün sonra yenilenmiş bir Türkiye oluşacak. Yeni dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni, iktidarı ve muhalefeti ile, hayatî önemde konular bekliyor. Hepsinin hakkından gelecek millî potansiyelimiz mevcut. Yerinde ve maharetle kullanırsak, Büyük Türkiye gerçekleşecek, müreffeh ve ileri demokrasiler içinde hakkımız olan yeri alacağız.