Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı için kararını açıklamasının arifesindeyiz. Bir hafta kaldı. Sayın Erdoğan açıklama yapınca, beğenenler ve beğenmeyenler yeniden değerlendirmelere girişecekler. Ancak bu hafta da Genel Kurmay Başkanı'nın, Cumhurbaşkanı'nın beyanları, Ankara mitingi, gündemden düşmeyecektir. Kararın Türkiye için hayırlara vesile olmasını diliyoruz. Millete huzur ve ümit getirirse, doğru yolun seçildiği ortaya çıkar. Önümüzdeki hafta artık, politikamızın nereye doğru gittiğini kestirebilmek mümkün olacaktır. Cumhurbaşkanı belirlenecek ve ardından genel seçimler gelecektir. İster 4 Kasım'da, ister daha evvel olsun, artık erken seçim değildir. Zira Türkiye tarihinin en uzun yasama dönemine girdik. Biz cumhurbaşkanı ve ardından milletvekilleri seçeceğiz diye, dünya politikası bizi beklemeyecektir. Tabii mecrasında akacaktır. Ermeniler sapıklıklarına, Irak'ta Türk'ü sevmeyen, Türk'ten ödleri kopan edepsizler bizi ABD ile karşı karşıya getirmek teşebbüslerine devam edeceklerdir. Avrupa Birliği üyesi olduğumuz zaman, Ermeni yaygarası biter. Amerika ile stratejik paralellik kurmak hünerini gösterebilirsek, Büyük Kürdistan hayali söner. Ancak AB ve ABD ile bir arada, iç içe bulunabilirsek, Ermeni ve Kürt emellerini makul sınırlara itebiliriz. AB ile bozuşup ABD ile çatışarak değil... Yanlış müttefikler ve ittifaklar seçmemiz, son Türk imparatorluğunu kaybetmemizle neticelendi. Muâsır medeniyet seviyesine erişmemiz bu sebeple böylesine gecikti... Ermeni ve Kürt ipoteklerinden kurtulan Türk politikası, engin ufuklara daha kolaylıkla yol alacaktır.