Sıcak eylül

A -
A +

30 Ağustos'u haklı bir sevinç, sevgi ve saygıyla kutladık. 30 Ağustos zaferi ile Müşîr (Mareşal) Gazi Mustafa Kemal Paşa Atatürk, İstanbul'u, Edirne'yi, Bursa'yı, İzmir'i imparatorluğumuzun seçkin ve taht şehirlerini kurtardı. Nedense imparatorluk Türkiyesi'nin nasıl olup da bütün taht şehirlerini işgale uğrattığı üzerinde durmuyoruz. Müttefikimiz Almanya da bizim gibi yenilmişti ama, teslim olduğu anda, tek karış toprağı işgal altında değildi. 32 yaşında bir kurmay yarbay, kanlı bir darbe ile Türk ordularının başına geçmiş, sonra sadece iki arkadaşına haber verip İngiltere, Fransa, Rusya'ya harb açmıştı. Ordularımızı daha savaşın başında Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, Süveyş Kanalı'nda, Galiçya'da, toplam 10 (on) ayrı cephede beceriksizce harcamıştı. Birinci Cihan Savaşı'na girmese, tarafsız kalsa idik, imparatorluğumuzu, İngiltere, Fransa, Hollanda gibi 1950'ye doğru tasfiye edecektik. Bugün Halep, Musul, Kerkük, Rodos kesinlikle bizimdi. Çağdaş uygarlık çizgisini çoktan delip güneşin aydınlattığı tarafa geçmiştik. 20. asır içinde ikinci inanılması zor gafletimiz, Yunanistan'la birlikte Avrupa Birliği'ne yapılan daveti reddimizdir. İspanya, Portekiz, Avusturya'dan önce üye olacaktık. Gene çağdaş uygarlık düzeyine geçecek, refah devletleri arasına katılacaktık. Daha nice hatamız oldu. Geçiyorum 1. Körfez Savaşı'nda o kadar devlet asker göndermişken bizim kenarda kalmamız, hata idi. 2. Körfez savaşında 1. tezkereyi kabûl ve Amerika'yı ülkemize davet edip 2. tezkereyi redde mahkûm kılmamız ise, çok ağır hata idi. Millî (ulusal) ve üniter devlet olduğumuz doğrudur. Ama bu gerçek bizi infirâd (yalnızlık) politikasına mahkûm etmez. Lübnan'a, Fransa'nınki kadar teçhizatlı ve büyük bir birlik gönderelim. Risk elbette vardır. Risksiz askerî misyon olamaz. Dış politikada hata yapmıyalım. Silinmesi ve telâfisi mümkün değildir. Çekingen ve kapalı dış politikaya alışmışızdır. Dikkatle, geniş ufukla, devletimizin menfaatleri istikametinde davranalım. Lübnan tezkeresi Yüce Meclis'te kabûl görecektir. Reddi hâlinde hükûmetin istifası ve derhal seçime gitmesi gerekir. Ama böyle bir ihtimal varit değildir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.