Sıcak yaz

Yazıma Tennessee Williams üslûbunda bir başlıkla giriyorum. Bugün ilkbaharın son, yaz mevsiminin ilk günü, bu gece ise rûz-i yeldâ'dır (yılın en uzun günü, en kısa gecesi). Politikayı bekleyen temmûz-i cihân-sûz (dünyayı yakıcı temmuz) yanında güneş ısısı solda sıfır kalıyor. Anayasa Mahkemesi, muhtemelen 47 yıllık geçmişinin en kritik kararını alacaktır. Türkiye, bu karara göre direksiyon kıracak. Başbakan'ın, krizi yapay sayarak işine var gücüyle devam etmesi, Sayın Baykal'ın bile övgüsüne lâyıktır. Panik alâmeti göstermedi. Korkak ve sinsi tabiatli borsa, siyasî kavgadan etkilenmedi. Bir ölçüde düşüş, daha çok dış etkenlerle açıklanıyor. İktidarda Ecevit bulunsa, havada uçuşan masum bir kitapçık, 8 saat içinde, Türkiye denen muazzam, muhteşem ve azametli ülkeyi yarı yarıya yoksullaştırırdı. Bununla beraber, maaşların yetersizliği üzerinde Sayın Başbakan'ı uyarmak doğru olur. Dış dünyanın problemleri bizden az değil, Bağdad'da gene Sünnîlerle Şîîler kapıştı, aynı devletin, milletin, ırkın, dinin insanları olduklarını unuttular: 60 ölü, 100 yaralı... Afganistan, Irak'tan beter. Taliban, kesip biçiyor. Nepal, maoist komünizmi iktidara taşıdı. Birliğin sembolü monarşiye son verilerek çağın pek çok gerilerine yol aldı. Kutsal inekler bile kurtaramadı, Allah kurtarsın! Birleşik Amerika, Arz'ın direksiyonuna geçip kurulmuştur. Pax Americana iddiasındadır. Başkan Bush'un kararsız politikasına tepki, Kenyalı Obama'yı ortaya çıkardı. Kazanırsa, Amerika'da Siyah karşıtlığı ve Katolik çekingenliği duygularının dumura uğradığı anlaşılacak. Amerikan milletinin (toplumunun) bu yeni yapılanmasını incelemek gerekecek. Tennessee Williams (1911-1983) da, Amerikan insanının karakterine derin şüpheyle bakmıştır. Tarihin her iki cihan savaşını 27 yıl ara ile (1918 ve 1945) kazanıp sonrasını yüzüne gözüne bulaştıran Amerika'nın Asya savaşında âkıbeti daha belli değil... Okuyucularıma hayırlı bir yaz mevsimi diliyorum.