Kürt meselesi için siyasî çözüm istekleri çok konuşulmaya başlandı. Kürtler de, Türkiye de, Avrupa ve Amerika da, siyasî çözüm istiyor. Ancak bu kavramı, her biri ayrı ayrı anlıyor. Kürtler'e göre siyasî çözümün ilk safhası, Güneydoğu Anadolu'da otonom eyalet statüsüdür. Pankürt hareketi, bunu elde edince, akabinde şu merhaleleri geçmeyi planlamıştır: Güneydoğu Anadolu'da federe devlet, Türkiye'den ayrılarak tam bağımsız devlet, Kuzey Irak'ta oluşacak bağımsız devletle birleşerek tek Kürdistan hâline gelmek, İran ve Suriye'den de topraklar kopartmak.. Bu, kürtçülerin rüyasıdır. Gerçekleşmesi şansı hiç yoktur. Pekiyi Türkiye nasıl bir siyasî çözüm düşünüyor? Fransa'nın, anadilleri Fransızca olmayan otonom halklarına tanıdıkları hakları bizim aynen Kürtler için tanımamız, AB standartlarına uygun en makul yoldur. Fransa'dan geri kalmak istemeyiz. Ama Fransa'dan fazlasını vermemizi isteyenleri de Türkiye'ye hasım sayarız. Amerika'nın, Kürtler'i elinin altında tutmak istediği âşikârdır. Zira Asya politikasında Türkiye'ye güvenemiyor. Hamas'la Suriye ile, İran'la temaslarımız Washington'ı, bizim bir türlü tasavvur edemediğimiz ölçüde rahatsız ediyor. Buna karşılık Türkiye'de de Amerika'ya karşı güven eksikliği var. Müttefiki Türkiye'ye silâh ambargosu koyan, Başkan mektubu ile Türkiye'ye tehditler savuran, Ermeni'yi, Rum'u, Kürd'ü, PKK'yı Türkiye aleyhinde kollayıp duran Amerika imajı, politikamızı şiddetle etkiliyor. ABD Başkan Yardımcısı'nın Ankara'ya geleceği gün çok yaklaştı. Bu şartlar içinde siyasî çözüm arıyacağız.