Siyasî tansiyonun tehlikeli yükselişi

A -
A +

İç politikada tatsız bir yaz dönemi başladı. Siyasî tansiyon tehlikeli şekilde yükseldi. Yüce Meclis'e sıçradı. Vatandaşı huzursuz etmeye başladı. İçeride birbirimizle kavga edecek zaman değilken, Türkiye'de vakit vakit nüks eden tatsız tuzsuz iktidar-muhalefet kavgası oluştu. Kavganın sonu -çok yaşadığımız için- bellidir: Kazanan taraf olmaz. Milletin; siyasetçilerin sorunları çözebileceği, dertlere deva olabileceği hususunda ümitleri kırılır. Millî menfaatlerimiz zarar görür. Dışımızda, Türk devletinin geleceği ile birinci derecede ilgili hayatî konularla karşı karşıya iken bu aymazlık nedir? Amerika'nın Büyük Orta Doğu projesine karşı duygusuz davranmamız, problemlerimizi mutlaka katlayacaktır. Bunu bin defa yazdık. 3 Ekim'de Brüksel müzakerelerine hazır bulunduğumuzu ve canla başla işe girişeceğimizi ümit ediyoruz. İhtiyatlı konuşmamızın sebebi, bazı reform yasalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmasının tatile yakın sıkışık günlere bırakılmasıdır. Gecikme zarar verecekse, tatilin ertelenmesi gerekiyordu. Biz, genel seçimlerin Kasım 2006'da yapılacağını düşünüyorduk. İktidar, Kasım 2007 için seçim kazandığını defalarca tekrarladı. Cumhurbaşkanını bu meclise seçtirdikten hemen sonra seçimlere gitmek istiyordu. Şimdi ise, AK Parti'nin sürpriz bir erken değil hemen seçim isteyeceği söylentileri başladı. Dış politikayı durgunluğa düşürecek, zaten yürümeyen bürokrasiyi daha âtıllaştıracak bir söylentidir. İktidar; çare ve alternatif söylemeksizin eleştiren bir muhalefetle karşı karşıyadır. Ama Demokrat Parti ve Adalet Partisi ile ANAP, 'Merkez Sağ'ı oldukça iyi kucaklayıp yüzde 50 veya üzeri oy alarak iktidar olmuş, aynı zihniyette ve çok radikal davranan politikacılara sahip muhalefetle birlikte yaşayıp büyük işler yapabilmişti. Şimdiki muhalefetin, o zamankilerin yanında, çok zayıf kaldığını hatırlatıyorum. Onun için iktidar, muhalefete ve basına sinirlenmeyecektir. Soğukkanlılığını sürdürerek icraatına devam edecektir. Dış politikada yanlış yollara sapmayacaktır. Zamansız seçim rivayetleri çıkmasına zemin hazırlayarak zihinleri karıştırmayacaktır. Zira çok söylenen şey, gerçekleşiverir. Şu sırada Türkiye'nin seçime değil, huzura, güvene, dış politikada geniş ufuklara ihtiyacı vardır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.