Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, 1 Mart tezkeresi, Meclis'te oyların sayılması ihtilâfı sebebiyle reddedilince, bunun, zaman içinde ABD ile ilişkilerimizde vahîm sonuçlar doğuracağını söylemek öngörüsünde bulunmuştu. Yalnız, bu olaydan birkaç gün önce, hükûmetin getirdiği bu 2. tezkerenin, Millî Güvenlik Kurulu bildirisinde tek cümle ile dahi anılmasından kaçınılmıştı. Asker kanadının yeni hükûmeti destekler tavırdan çekindiği varsayılmıştı. Hükûmet de ısrar etmedi. Etse idi, böyle bir cümle konur ve milletvekilleri aydınlanırdı. Nitekim 1. tezkere kabûl edilip uygulanmıştı. Milletvekillerinin yüzde doksanı değişmişti. Böyle bir Meclis'te hele dış politikada acemiliklere düşülmesi tabiidir. Kaldı ki, 200 doğulu milletvekilinin tezkereye oy vermekte tereddüde düşeceği açıktı. Bu suretle pek çok üye, kendi hükûmetlerine ret oyu verdiler. CHP de aynı istikamette hareket etmekle hâlâ çok öğünüyor. Demek 1980 öncesi gibi Amerika'ya husumet kafası sürüp gidiyor. Tezkerenin reddinin Türkiye'ye, Birleşik Amerika tarafından birinci hediyesi, PKK oldu. Sinmiş, sınmış, yenik PKK hortladı. Bu defa, Birleşmiş Milletler'in savaşta bile kullanılmasını zehirli gaz gibi insanlığa aykırı bulduğu ve yasakladığı tipte aşağılık mayınlar, Türk askerinin yollarına döşendi. Eski günahların gölgesi uzun olur. Ciddi istihbarat sahibi Deutsche Bank, Türkiye'nin Eylül ayında Kuzey Irak'a asker sokacağını yazdı. Bizden iyi mi biliyorlar nedir? Şu anda dünya, İsrail savaşına takıldığı için, Türkiye'nin tutumu fazla dikkat çekmedi. İsrail, savaşı Suriye'ye taşır ve İran'a füze gönderirse, Türkiye, İsrail ve Amerika (ve de İngiltere) ile ne yapacaktır? Sanıyorum yalnız Birleşik Amerika'da İsrail lehine gösteri yapıldı. Gösteride New York senatörü Hillary Clinton baş çekiyordu. Bu hanımdan, 3 yıl sonra, Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak bahsediliyor. Demek muhalefetteki Demokrat Parti de, Genişletilmiş Orta Doğu projesini sürdürecektir. Bu projenin aşırı Cumhuriyetçiler'in, Başkan Bush ve ekibinin eseri olmadığını yıllar boyu yazdık. Birleşik Amerika'nın millî ve hayatî projesi olduğunu, başkan ve parti fark etmeyeceğini, vurguladıkça vurguladık.