Terörle savaşın durumu

A -
A +

Birleşik Amerika'nın devlet politikası, terörle savaşın, Pax Americana ilkelerine göre yürütülmesi merkezindedir. Şu demek: Bu savaş, hem en güçlü cihan devleti olması, hem terörün tarihte görülmüş en dehşetlisini yaşamış bulunması bakımlarından, Amerika'nın öncülüğünde, Washington'ın istediği şekilde yapılmalıdır. İngiltere, İsrail, Avrupa Birliği'nin epey sayıda üyesi, bu anlayışa katılmışlardır. Sebepleri, bu savaşta en büyük imkânların Amerika'da bulunması ve Washington, Orta Doğu coğrafyasında değişikliklere gideceği için, bu durumdan faydalanmak, açık söyleyişle, pay almaktır. Hâlen terörle cihanşümul savaş, bu Amerikan metodu ile yürütülüyor. Yerel terör ise, hangi devletin alanına giriyorsa, o ülke içinde çözümlenmeye çalışılıyor. Terörle cihanşümul savaşta Birleşmiş Milletler'in teklifi ise, daha şümullüdür. Her devlet bu savaşa katılsın isteniyor. Esas hedef, dinler ve milliyetler arasındaki silâhlı çatışmayı önlemektir. Bu teklif, romantik ve hayali olduğu derecede çok eskimiş teşebbüslerin tekrarı mahiyetindedir. Daha çok üçüncü dünya devletlerince destekleniyor. Almanya ve Fransa'nın tutumu çok da belirgin değildir. Gerçi yurtta sulh, cihanda sulh barışçı hedefini gösteren bir tekliftir. Fakat tasavvur edilen anlaşma için zaman ölçüleri yetmez. Bu müddet içinde terör, cihan egemenliğine doğru tırmanır. Şimdiden Amerika'yı tehdit ediyor. Üstelik Amerika ve müttefiklerinin karşıtlığı bakımından bu projenin gerçekleşmesi katmerli şekilde imkânsızdır. Zaten tarih ilminin anayasasına dahi aykırıdır. Zira tarih, hayali kurulan barış çeşidinden bir dönem kaydetmiyor. Pax Romana, Pax Ottomana, Pax Britanica gibi bugün Pax Americana da, birinci derecede güce dayanmaktadır. Bu gücün dışında kalanlar, bitaraf olmak isteyenler, bertaraf olmuşlar, pek çok dünya nimetinden mahrum bırakılmışlardır. Bu gerçeklere rağmen Birleşik Amerika'nın cihanşümul terör savaşını başarı ile yürüttüğünü söylemek kolay değildir. Afganistan'da ve Irak'ta başarı gösteremedi. O coğrafyaları ve o insanları tanımamaktadır. 1945 zaferinden sonra Japonya, Almanya, İtalya, İspanya, Türkiye gibi devletlerde yıldırım hızı ile kurulan demokrasilerin Asya-Afrika'da da mümkün bulunduğunu sanmıştır. Halbuki adı geçen ülkeler, çok ileri toplumlar ve çok gelenekli devletlerdi, kolay adapte oldular. Binaenaleyh Amerika'nın Suriye ve İran istikametinde genişletmeye hazırlandığı terörle cihanşümul mücadelede, Afganistan ve Irak'ta yaptığı hataları gözden geçirmesi gerekir. Bugün Irak, Saddam diktatörlüğünden çok daha kötü şartlar içindedir. Maalesef böyledir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.