Terörü, İslâm dini ve bir buçuk milyar Müslüman'dan ayrıştırarak tarif eden Başbakan Tayyip Erdoğan, İspanya Başbakanı'nı yanında buldu. İki genç ve yeni politikacı, biribirlerini anlamışlardı. Sayın Erdoğan'ın tarifi şüphesiz doğru, ilmî ve gerçektir. Ancak bir defa Batı'nın kafasına pek de önemli olmayan fikir adamları tarafından medeniyet çatışmaları diye bir kavram sokuldu. Batı medeniyetinin yarım asır komünizm ile boğuştuktan sonra bu en büyük düşmanını yendiği, ancak komünizmin yerini Hıristiyan medeniyeti dışında kalanların aldığı ve bunların başını da Müslümanlar'ın çektiği sakıym öğretisini Avrupalılar ve Amerikalılar, doğru bir teşhis şeklinde algıladılar. Hem halkları, hem politikacıları bu teşhis hatasından kolay dönmezler. Bilhassa Birleşik Amerika'nın dediği dedik olacaktır. Washington'ın doğru yolu bulması için Türkiye, 2. tezkere trajedisi ile bu fırsatı kaçırdı. Şimdi ümit, İngiltere'dedir. İğrenç Londra eyleminden sonra John Blair, olayı islâmî terör şeklinde tanımlamaktan ısrarla kaçındı, vatandaşlarını üst üste uyardı. Eh İngiltere'ye bu yakışır. Zira 19. asır ve 20. asrın ilk yarısı boyunca en büyük Müslüman devleti (daha doğru ifadeyle en çok Müslüman nüfusu barındıran devlet) bir çoklarımızın sandığı gibi Osmanlı Türkiyesi değildi, Büyük Britanya imparatorluğu idi. İspanya'nın doğru teşhisine gelince, bir defa asrımızın başlarında, Kuzey Fas'ı savunan Emîr Abdülkerîm (1882-1963) ile savaşırken, islâmî cihad şan ve şerefle nasıl yapılır gerçeğini 1926'ya kadar yaşamıştır. Daha önemlisi, İspanya ile o derecede savaşan Rif (Kuzey Fas) süvari birlikleri, korkunç İspanya iç savaşında (1936-39), Cebelüttârık'ı geçerek milliyetçilerin zaferini sağladılar. İspanya komünizmin pençesine düşmekten kurtuldu. Bu yakın hâtıralar, Madrid faciasına rağmen, İspanya'yı, Müslümanlar'a karşı normal düşünmeye zorladı. Ama milletlerarası terörün liderliğini komünistlerin yerine Müslüman kişilerin alması ve komünistlerden çok daha başarılı olmaları (!), muazzam Müslüman dünyasını az tanıyan Batılılar'a yanlış fikirler verdi. Birleşik Amerika'da herhangi bir Müslüman, şüpheli kişi muamelesi görmeye başladı. Terörle başarılı savaşmak ve mücadele etmek için doğru teşhisler elbette şarttır. Ama Amerika'nın karşısında durmakta hiç bir şans mevcut değildir. Hüner, Amerika'nın yanında durarak başarmaktır.