Atatürk (Türk halkı=Türk milleti) diyor. İlkokul öğrencisinin anlayacağı bir cümleyi (Türkiyeli) ve (Türkiyelilik) anlamlarına çekenleri elbette Türkçe'yi iyi bilmemekle itham etmiyorum. O halde? Ya Türk kavramından hoşlanmayanlardır. Veya böyle bir tavizle bölücülüğü önleyebileceklerini sananlardır. Bu gibi tavizlerle, bir kısım halkımıza istisnâî azınlık hakları tanıyarak falan onları tatmin imkânı yoktur. (Sen Türk değil, Türkiyeli'sin) deyince, PKK isyanı biter mi? Otonomi ve sonunda bağımsızlık isteyenler (yaşasın, artık Türklük'ten kurtulduk, Türkiyeli olduk!) derler mi? Kaldı ki Türkiyeli diye bir kelime ne Türkçe sözlüklerde, ne başka bir dilin sözlüğünde yoktur. Fransız, Alman, Rus yerine Fransalı, Almanyalı, Rusyalı... denmeyeceği gibidir. Atatürk'ün, bütün vatandaşları ayırım yapmaksızın Türk milletinin ferdi ve Türk sayarak onurlandıran bir sözünü de sonunda çarpıttık. Zaten 1938'den bu yana Atatürk'ü çekmediğimiz yön kalmadı. Genelkurmay Başkanlığı'nı bile Türkçe dersi mahiyetinde bir açıklamaya zorladık. Kavramları zorlayarak, tarihî şahsiyetlere olmadıkları karakterler yakıştırarak bir yere varmak, gerçeğe erişmek mümkün değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı herkes istisnasız Türk'tür. (Şu asıllı bu asıllı Türk'üm) veya (anadilim Türkçe değildir, şudur budur), hatta Türk kelimesini kullanmaksızın (Kürdüm, Arabım) demek, elbette serbesttir. Türkçe öğretmek ve öğrenmek mecburîdir. Anadili öğrenmek de serbesttir. Avrupa Birliği kriterleri böyledir, uyacağız.