Türk Ümanizmi

A -
A +

Mevlânâ Celâleddin Rûmî'nin ebediyete intikalinin 729. yıldönümüdür: Şeb-i arûs... Konya 17 Aralık 1273 gecesi... Bu tarihte Yûnus Emre 33 yaşında genç bir derviştir. Yaşlı Ertuğrul Gazi, hâlâ Söğüt kasabasında uç beyidir. Tasavvuf, Türk tefekkür (düşünce) tarihinin en büyük akımıdır. Yunan'ın felsefesi, Arab'ın kelâm'ı ne ise, bizim fikir ve gönül hayatımızda ve millî şahsiyetimizin oluşmasında tasavvuf odur, aynı ağırlıktadır. Horasan'dan kaynaklanan bu akım, henüz kurulmuş Türkiye devletinin Anadolu topraklarında, dünya tarihinin en büyük ümanistlerini yetiştirdi: Mevlanâ, Yûnus, Hacı Bektaş, Nasreddin Hoca, Sultan Veled, Hacı Bayram, Ak Şemseddin... Hepsi, Pîr-i Türkistân denen Hoca Ahmed Yesevî'den kaynaklandı. Yûnus, Yesevî'nin öğrencisinin öğrencisinin öğrencisidir. Mevlânâ, zaten Belh doğumludur. Fuad Köprülü'ye Yesevî üzerindeki harikulâde eserini -Yunus bahsini ekliyerek- yazmasını öğütleyen Yahyâ Kemâl'in Türk Müslümanlığı dediği İslâm'ı Osmanlı'nın anlayış biçimi ve üslûbu, böyle oluştu. Bu oluşumla, aynı zamanda, Türk mâşerî dehâsının ve estetiğinin doruklarına ulaşmamız gerçekleşti. Bu, beşeriyetin bütününe hitab eden bir öğretidir ki, ister kul, ister hâkan, ister bay, ister yoksul olsun, insan ırkından her kişi için, yeteneği ve nasîbi oranında feyz alabileceği, dibi görünmez bir okyanustur. Henüz tam yiğit Türkmen boylarını pişirmiş, Türk milleti hâline getirmiştir. Yoksa hâlimiz nice olurdu? Hazret-i Pîr Efendimiz'in 729. Şeb-i arûsunu, bu millî olduğu kadar beşerî idrâk içinde kutluyoruz. Türk milleti var oldukça kutluyacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.