Batı Avrupa devletleri bölgesinden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliğine Türkiye, 192 devletin 151'inin oyunu alarak seçildi. Avrupa Birliği üyeliği prestijini taşımasına rağmen Avusturya ancak 133 oy aldı, 128 oy barajını 5 farkla geçebildi. Dünya devletleri arasında mükemmellik bakımından -Norveç'ten sonra- 2. sıraya lâyık görülen İzlanda 87 oyda kalarak elendi. Asya devletleri kontenjanından adaylar Japonya ile İran idi. Japonya, ABD'den sonra ve Almanya'dan önce dünyanın 2. ekonomisine sahiptir. 192 devletten 158'inin oyunu rahatça aldı. Rakibi İran 32, evet ancak otuz iki oy alarak kaybetti. Bu tabloyu demokrasinin kudreti bakımından değerlendirmek istiyorum. Japonya ve Türkiye, demokrasi ile yönetiliyor. Biri Asya kıt'asının en doğusunda, diğeri en batısında... İran'da ise o kadar kısıtlama var ki, zaten Batı tarzı demokrasiyi beğenmiyor, reddediyor. Güçlü bir geleneğe sahip İran dışişleri, niçin ancak 32 devletin oyunu alabildiğini mutlaka değerlendirecektir. 32 oyun bazıları zaten Japonya'ya asla oy vermez devletlerden geldi. Sebep, şüphesiz pek çok devleti, bu arada Türkiye'yi ilgilendirmeyen rejimi değil, birçok devlete başkanlarını bile esirgemeden ağır hakaretlerde tehditlerde bulunmasıdır. Bu üslûbu, İran halkının hoşuna gittiği için kullandığı açıktır. Bu sebeple İran'a karşı dünyada tam bir alerji oluştu. Ancak Amerika'nın kararlı hasımları, İran'ı kollar gözüküyor. İran'ın enerji zenginliği, dillere destan derecededir. Buna rağmen nükleer enerjide ısrarı, atom bombası yapmak içindir. Aksini düşünen enayidir. Atomla İsrail'i, Arap ve Türk komşularını, hattâ Birleşik Amerika'yı tehdit edeceği, hiç değilse tafra atarak Orta Doğu'yu karıştıracağı kesindir. Türkiye'nin de rahatını kaçıracak, huzurunu bozacak, milyarlar harcayarak bizim de aynı bombayı edinmemizi mecburî kılacaktır. Güvenlik Konseyi, yeni Türk, Avusturyalı, Meksikalı, Japon ve Ugandalı üyeleri ile, 1.1.2009 gününden itibaren gündeminde en önemli konu olarak İran'ın nükleerleşmesini bulacaktır. Bu müzakere ve oylamalarda Türkiye, ABD tezini desteklemediği, Üçüncü Dünya'ya oynadığı takdirde, Ankara ile Washington arasında soğukluk başlayacaktır.