Suriye Cumhuriyeti , 1 Ocak 1944'te kuruldu. 1918 sonunda Osmanlı Türkiyesi'nden ayrılmış, bir kaç yıl İngiltere işgalinden sonra Fransa'ya geçmişti. 20 yıl içinde Fransızlar, Doğu Akdeniz'de (Fr. Levant/Lövan) tutunmak için, Suriye ve aynı gün bağımsızlık tanıdıkları Lübnan'a ağırlık vermişledir. 1971'e kadar genç devletin kuzeydeki büyük komşusu idik. Münasebetlerimiz iyice idi. Cumhurbaşkanları bizim Mülkiye (Siyasal Bilgiler) mezunu ve Türk asıllı idiler. 13 Kasım 1970'te Baas egemenliği başladı. Arap ırkçısı, Moskova'ya bağlı aşırı sosyalist bir rejim, zaten Fransızlar'ın kışkırttıkları Türk düşmanlığını ilke edindi. Suriye, kanlı ve karanlık bir döneme girdi. Bizim GAP projemiz üzerine PKK ortaya çıkarılınca Suriye, başlıca destekçisi hâline geldi. Düşmanlığın bu derecesine akıl erdiremiyen politikacılarımız, Türk-Suriye münasebetlerini iyileştirmek için çok gayret gösterdiler. Özal ve Demirel gibi büyük devlet adamlarımız Şam'a gittiler, eli boş döndüler. Sovyetler Birliği dağılınca, Bağdad ve Şam'daki Baas rejimleri müşkül durumda kaldı. Türkiye düşmanlıkları ise sürdü. Bugün düzelmeye yüz tutmuştur. Baas ideolojisinde yenileştirilmeler yapılmaya çalışılıyor. Ancak Baas, hâlâ resmî rejimdir ve Suriye'de haritalar düzeltilmemiştir. Birleşik Amerika, Suriye'yi resmen terörist devletler listesine alıp gittikçe ağırlaşan bir tempo ile tehdide başlayınca, devlet başkanlığına da liberal bir kişinin gelmesiyle, ilişkilerimiz iyileşmeye yüz tuttu. Arap devletlerinden fazla Arap'ı savunmamak şartıyle, onlarla iyi geçinmemiz elbette gereklidir. Hele Türkiye, komşuları ile iyi, kabilse derinlemesine ilişkiler kurmak gibi doğru bir politika izler. Ama dostluğun karşılıklı olması şarttır. İran'da olumlu sonuçlar almadık. Suriye ise, Amerika'nın taleplerini yerine getirerek Amerikan fırtınasını atlatmak istiyor. Fırtınanın kasırga hâline gelmesini önleyemiyeceği kanaatimizi tekrarlıyoruz. Suriye ile ilgilenmemizin, İran'la ilgilenmemiz gibi, Washington'da dondurucu derecede soğuk duş etkisi yaptığını da vurgulamak durumundayım. Dış politikamız çok çetrefildir. Zira Arz küresinin en jeostratejik topraklarında oturuyoruz.