Asya-Afrika kıt'alarında, Hıristiyan olmayan bir ülkede, Batı'ya dönük, çağdaş uygarlık düzeyini hedefleyen ilk reformcu, Üçüncü Sultan Selim'dir. 24 Şubat 1793'te, Nizâm-ı Cedîd=Yeni Düzen'i, Devlet rejimi ilân etti. İmparatorluğumuzun üç kıt'ada Orta Avrupa ile Orta Afrika arasında uzandığı, Kuzey Afrika ve Balkanlar'ın bize ait bulunduğu yıllardı ama, Kırım'ı kaybetmiştik. Karadeniz'deki Osmanlı tekeli, Karadeniz'in iç denizimiz durumu sona ermişti. İkinci Sultan Mahmut, 15 Haziran 1826'da yeniçerileri ortadan kaldırdı. Bugünkü modern ordumuzu kurdu. Japonya'da imparator Mutsu Hito, bizden 42 yıl sonra 3 Mart 1868'de şogun ve samuray ordusunu yok etti, bizim gibi Batı usulü bugünki Japon ordusunu kurdu. Japonya'da anayasa ve meclisler 11 Şubat 1889'da gerçekleşti. Bizdeki Tanzimat'tan (1839) ve 1. Meşrûtiyet'ten (1876) 50 yıl ve 13 yıl sonra. Biz, başlangıcından beri büyük devletlerle büyükelçi teati ederken, Japonya büyük devletlerle ancak 1910 yılında orta elçiliklerini büyükelçilik derecesine yükseltti ve bu suretle resmen Büyük Devletler (Düvel-i Muazzama) arasına girdi. Çin ise ancak 1940'ta büyükelçilik düzeyine kabûl edildi. Kapitülasyonların kaldırılması ise, Japonya'da, bizden öncedir. Japonya'da ve Brezilya'da 1891'de, Türkiye'de 1914'te, Mısır'da 1936'da, Çin'de 1945'te kapitülasyonlar ilga edildi. Posta, Japonya'da 1871'de bizden 40 yıl sonra, Çin'de ise 1898'de kuruldu. Demiryolu 1876 ve telgraf 1872'de Japonya'ya, 1898'de Çin'e girdi. 1872'de Çin'de ve Japonya'da tek kilometre demiryolu ve telgraf hattı yokken, 20 yıl önce davranan Osmanlı İmparatorluğunda telgraf hatlarının uzunluğu Dünya devletleri arasında 4. ve demiryolları 8. sırada idi. Böyledir de, bugün Türkiye ile Japonya arasındaki gelişmişlik düzeyi niçin bu derecede açıldı?