Kerkük şehrinin Türkmen banliyösü Tâze Hurmatı'da Türkler yeni bir katliâma uğradı. Bir İntihar kamyonu, öğle namazından çıkan cemaatin içine dalarak patlatıldı. 72 ölü, 200'ün üzerinde yaralı sayıldı. 200 kadar bina hasar gördü. İki hafta önce bu kasabada Türkmenler, Kerkük'te güvenliğin peşmerge'lere, yani Kürt milis kuvvetine verilmesi kararını protesto eden gösteri düzenlemişlerdi. 3 gün önceki kıyımın, bu gösteriye cevap olduğu âşikârdır. Bazı güçlerin bir Türk-Kürt çatışması istedikleri düşünülebilir. Ancak asıl sebep, Kerkük şehri ve yöresini, Kuzey Irak Kürt otonomisi sınırları içine almak mücadelesidir. Türkiye, Kerkük'e özel statü verilmesi için çalışıyor. Her iki Amerika-Irak savaşında, cihan devletinin stratejik ittifak teklifini pas geçen dış politikamızın, çok büyük engellere çarpıtılıp tökezletileceğini yıllarca bu sütunda yazdım. Geri zekâlılar (Amerika tarafdarı mısın?) diye eleştirdiler. Hayır, Türk'ün tarafındayım, Türkiye tarafdarıyım. Kerkük bugün Türk şehri olacakken, bu fırsat yitirildi. Dış politikamızın tarihini yazacak tarihçi, kitabına kaçırılan fırsatlar adını vermelidir. Arap nasyonal sosyalizmi olan ırkçı Baas rejiminde, tam 8 yıl süren çok kanlı Saddam Irakı ile İran arasındaki savaşta, her iki tarafda bulunan Türkler kesilip biçildi. Ancak bir milyon Kürt'ün hayatını kurtarabildik. Şimdi Kürtler, petrol beldesi Kerkük'ü Kürt gülbahçesi hâline getirmek için ellerinden geleni ve gelmeyeni yapıyorlar, yapacaklardır.