Amerika, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bir an önce karar beklerken, şimdi neden vaz geçti? İskenderun Körfezi'nde ve güneydoğuda kiraladığı topraklarımızda aylarca bekletilmesinin mukabelesi olabilir. Ama daha kuvvetli ihtimal, Irak'tan yükselen itiraz sesleridir. Amerika gibi bir devlet bunu tahmin edemedi ve aşamadı. Iraklılar'ın anarşinin devamını isteyeceklerini hesaplıyamadı. Asya kıt'asını ve halklarını iyi tanımayan Amerika, böyle yanlışlara düşebilir. Ama bize ait faktörleri de sakın görmezlikten gelmeye kalkışmıyalım. Bu sütunda Meclis'imizden, tatile girmesinden önce izin ve yetki istemesi hususunda hükûmeti defalarca uyardık. Zira Birleşmiş Milletler'in Washington'ın baskısına dayanamıyacağı, Irak'a asker gönderilmesini serbest bırakacağı aşikârdı. Bu takdirde pek çok devlet bu işe gireceğinden Türk askerine ihtiyaç azalacaktı. Şimdi Mısır, en büyük kontenjan göndermek için, Amerika'dan en büyük taleplerde bulunacaktır. Mısır'ın Kürtler'e ne vaad ettiğini henüz bilmiyoruz. Dışişlerimizde, konunun müzakeresine memur statükocularımızın, Türk askerinin gitmesini engelliyecek yolda Washington'ı bıktıran detaylarla işi savasakladıklarına da eminim. Savaşın başında İngiliz askerini Kuzey Irak'ta istemeyeceğimizin ilânı, gelecekte nasıl engelleneceğimizin işaretlerinden biri idi. Bürokrasi, siyasî iradeyi tıkayabilmektedir. Kaldı ki, iktidar partisinin Irak'a asker göndermeye fazla hevesli bulunmadığı malûmdur. Ancak ikinci müzakere için de aynı kadroyu kullanması acayiptir. Irak meselesinde epey bocaladığımız açıktır. Buna Suriye ve İran meseleleri de eklendiği takdirde ne yapacağmız meçhuldür. Gene olayların gelişmesini izleyecek, nasıl gelişeceğini anlayabilmeye kalkışmıyacağız. Ama Kuzey Irak'ta üstlenen PKK, sınırlarımızı aşarak sataşmaya başlarsa. Irak'a girmek için hiç bir dış mihraktan izin beklemiyeceğimiz aşikârdır. Ancak böyle bir durumda, sayıları bana göre mübalağa ile 5000 olduğu söylenen teröristler, soluğu İran topraklarında alacaklardır.