Yeni haftaya girerken

YÖK yasası krizi -şimdilik diyelim- sönmeye yüz tuttu. İki hafta bu minval üzere devam edecek. Sonra kanun, Çankaya'dan çıkar. Sayın Cumhurbaşkanı onaylar ve konu kapanmaya yüz tutar. Yasaya uygun düzenlemelere gidilir. Mutlaka laikliğe aykırı başka davranışlar bulunur. Ama söz birliği edilmişçesine, Cumhurbaşkanının, kanunun bazı taraflarını beğenmeyeceği, düzeltilmesi istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne göndereceği söyleniyor, yazılıp çiziliyor. Bu ihtimalin ağırlığına biz de katılıyoruz. Böylece iki hafta sonra, haziran ayında YÖK konusu gene alevlenecek. Gündemin üst sıralarına tırmanacak. Hocalarımız yürümeyi sevdiler, yeni yürüyüşlere çıkacaklar. Bu defa Genel Kurul salonunda oturmak bile isteyebilirler. Laiklik elden gidiyor feryatları yüreklerimizi ağzımıza getirecek. Ama Allah'tan NATO'nun İstanbul toplantısı tam bu günlerde gündeme girecek. İster istemez YÖK meselesi alt sıralara düşecek. Zira İstanbul, dünyanın pek ünlü, en etkili devlet ve hükümet başkanlarını ağırlayacak. Başta Başkan Bush, NATO üyesi ve müşahidi bütün Avrupa devletleri maa-Kanada temsilcileri, konuşmaya başlayacaklar. Dünyanın her tarafından iki bin kadar medya mensubunun geleceği hesaplanıyor. İstanbul otelleri dolup taşacak. Başkan Bush, NATO'nun Pax Americana istikametinde ilerlemesinin sonsuz faziletlerini anlatacak. Orijinal tekliflerde bulunabilir, hazırlıksız yakalanmayalım. Avrupa devletlerini yöneten çok tanınmış politikacılar, Başkan Bush'u centilmence dinleyecekler. Belki itirazda bulunabilecekler. Afganistan, bilhassa Irak konusunda münakaşa olabilir. Ama sonuçta anlaşmaya varılacak. Efendice dağılacaklar. Sakin bir haftaya girdiğimizi ümit ve temenni ediyoruz. Dolar zaten değerinin altında tutuluyordu, artık kolay kolay bir buçuk milyonun altına düşmez. Ancak zamanı yanlış hesaplanan YÖK yasası ve sayın orgenerallerimizin sert uyarıları neticesinde epey değer yitiren borsanın yeniden can bulup yirmi bine ulaşacağı düşünülebilir.