Irak nüfusunun çoğunluğunun Şiî-Câferî olduğu tekrarlanıp duruyor. Günümüze kadar hiçbir yönetimce asla nüfus sayımı yapılmayan Irak'ta etnik ve dini demografi, ancak tahminlere dayanıyor. Tahminler ise, yapanın temayül ve menfaatlerinden derinlemesine etkilenir. Irak Şiîleri'nin eğilimi, şerîat devleti veya buna epey yakın bir rejimdir. Başlarına da bir âyetullah geçecek. Aynı mezhebin hükümran olduğu İran gibi... Üstelik Irak federe yapıya dönüşse bile Amerika'nın başkanlığa bir Şiî'yi getirmesi ihtimali vardır. Kuzeyde Kürtler, tam otonomi istiyorlar. Çoğunlukları Sünnî-Şâfiî olmakla beraber Şiî-Câferî'leri de mevcuttur. Ancak etnik yapı öne çıkarılıyor ve mezhep ayrılığı konuşulmuyor. ABD, Kürtler'e çok güveniyor. Bu savaşta süper silahlar vererek peşmergeleri Kürt ordusu hâline getirmeye çalıştı. Araplar'la radikal şekilde ihtilaflı bir Kürdistan ve parçalanmış bir Irak, İsrail'i çok rahatlatacaktır. İsrail, şu veya bu şekilde kurulacak bir Kürdistan projesini destekliyor. Biz, 16. asırda Irak'ı Araplar'dan, bir Arap devletinden değil, Safevî dediğimiz Şiî-İsnâ-Aşerî Türkmen devletinden aldık. Osmanlı, Şiî fıkhı okutan yüksek medreseler dahil, Irak halkının mezhebine hiç karışmadı. Ancak, bazan tek, bazan 2 ve 3 eyalet halinde yönettiği Irak'ın yüksek bürokrasisinde hiç Şiî görülmez. Kaldı ki Irak'ta Türk idaresi Safevî Türkmenleri ile de, Osmanlı Türkleri ile de başlamaz. 1056'da Selçukoğlu Sultan Tuğrul Bey'in Bağdad'a girmesi ile başlar. Amerikalılar, böylesine bir demografik yapıdan nasıl bir yeni Irak inşa edecekler, merak konusudur. Türkiye'yi de fazlasıyla ilgilendiriyor. Kanaatimiz, bir kaos döneminin açılacağıdır, zaten çoktan başladı. Tabiatıyle göstermelik seçimler yapılacak. Ama demokrasi ihtimali hiç yoktur.