YÖK'ün âkıbeti

Türkiye Büyük Millet Meclisi, 18 saatlik bir oturum sonunda yeni YÖK yasasını kabûl etti. Herkes Çankaya'dan döneceğini söylüyor. Bir de Çankaya'dan imzalanarak döndüğünü tasavvur buyurun.. Bu şakama bile kızanlar bulunacak. Zira kimsenin beğenmediği YÖK'ün kılına dokundurmamak kararında bir cephe oluşuverdi. O halde Yüce Meclis, 18 çok değerli saatini boşuna mı harcadı? Hayır! Bu kadar tehdit karşısında boyun eğip yasayı çekse idi, millî irade incinirdi. Ama böylesine bir muhalefetin varlığı, takdir edilmeliydi. Samimiyetle yeni yasanın laikliğe aykırı uygulamalara zemin hazırlayacağı endişesini taşıyanların yanında, AK Parti'yi bertaraf etmek isteyen statükocuların fırsat kolladığı gerçeği görmezlikten gelinmemeli idi. AK Parti'yi Türkiye'nin imajını karalayıp tasfiye etmek teşebbüsleri, zaten çok hırpalanan bu millete pahalıya patlar. AK Parti'yi niçin seçim sandıklarında tasfiye etmek için çalışmıyorsunuz? Zamanlama, siyasetin temel ilkesidir. Neyin ne zaman yapılacağı hususunda yanılmak, politikada kabûl edilemez. Çok zarar verir. Bu yanılgıyı hazırlayan bürokrat, danışman ve akl-ı evvellere artık itibar edilmemelidir ki iktidarı yeni açmazlara düşürmesinler. Türkiye devletinin sahibi bulunan Türk milletinin bütün istikbali, Avrupa Birliği'ne ve Aralık ayına odaklanmış iken, bu hedefe yaramazlığı âşikâr teşebbüslere girmek ne demektir? Şüphesiz iktidar, statüko erbabı tarafından bu yola itilmek için kışkırtıldı. Sayın Başbakan'ın konuşmasından anlaşılıyor. Ancak Sayın Erdoğan, sabrı ve soğukkanlılığı ile iktidara geldi. Medya, bütün dünyada, mesleği icabı, politikacılarla kapışmayı sever. İlim ve san'at adamları, her ülkede, üstün hüner sahibi oldukları kanaatindedirler. Millî iradeyi sınırlamaya bile kalkışabilirler. İktidar, millî hedefinden asla şaşmamalıdır, şaşırtılamamalıdır. Avrupa olan millî hedefi teşhiş edebildiği için iktidara geldi.