Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Başkan Bush'la görüşmesinden ne bekleniyor? Böyle bir mülâkatın manası nedir? Sayın Erdoğan'ın geçen yıl da Beyaz Saray'da Başkan'la görüştüğü hatırlardan çıkmamıştır. O sırada Erdoğan, başbakan değildi. Ancak AK Parti iktidarının lideri olduğu bütün dünyaca biliniyordu. Demokrasiler, formaliteye değil, politikanın gerçeklerine dayanarak gelişmişlerdir. Ama 3 Mart 2003 oylaması, evet oylarının fazla çıkmasına rağmen, olumsuz ilân edildi. Türkiye'ye stratejik müttefikim diyen süper mega devletle ilişkilerimiz bozuldu. Şimdi Erdoğan'ın Washington ziyareti, zaten epey iyileşen bu ilişkileri, oylama öncesi duruma getirebilir. Bush'la görüşmenin öncelikli manası budur. Başkan, Türkiye'den, önümüzdeki iki ay içinde Kıbrıs'ta çözüm ve referandum isteyecek. Erdoğan, bu hususta tam bir irade gösterisinin verdiği güçle, Başkan'la güven içinde konuşacaktır. Sonra Irak konusuna geçilecek. Kerkük ve Musul şehirlerinde iki aşiretin egemenliğinin, ikinci bir Filistin sorunu oluşturacağı, Irak petrol rezervinin yarısına yakınının bulunduğu bu bölgede petrolün bütün Irak'ın ortak malı olduğu, etnik veya mezhebe dayalı otonomilerin teşkilinin büyük çatışmalar getireceği, Başkan Bush'a anlatılacak. Türkiye'nin bu görüşlerinin reddinde veya sulandırılmasında, Amerika'nın hiçbir menfaati yoktur. Muhtemelen ağır zararlara uğrar. Türkiye, müttefiki Amerika'yı, daha iyi tanıdığı bu coğrafyada başarısızlığa uğramaması için uyaracaktır. Tabiatıyla Irak'ın bütünlüğünü savunmak, Irak halkına ve Arap dünyasına da fayda sağlayacaktır. Kıbrıs'ın 2005'te Avrupa Birliği üyelik müzakerelerine başlamamızı ve Irak üzerindeki görüşlerimizi gölgelememesi gerekiyor. Ama Kıbrıs'ı bir Yunan-Türk adası değil de Yunan gülbahçesi gibi görenler ağır basarlarsa, çözüm ertelenecektir. Rum tarafı, Türkiye'nin hareketsiz kalıp Mayıs ayına erişmeyi bekliyor. Türkiye'nin çözüm için hareketlenmesi, işlerine gelmeyecektir. Üstelik De Soto'nun değiştirilmesi teklifimizden hiç hoşlanmadılar.