"Bunu da mı söyledin?"

A -
A +

TBMM'de siyasi partilerin eşit temsiliyle yeni anayasa hazırlanması için kurulan Uzlaşma Komisyonu ilk toplantısını yaptıktan sonra, gazeteciler, "basına kapalı bölümde ne oldu?" diyerek komisyon üyelerinin peşine düştü. Muhalefet kulisinde, CHP'li Süheyl Batum yöneltilen bütün soruları cevapsız bırakınca, bir gazeteci "Kimse konuşmayacak diye Kur'an üzerine yemin etmişsiniz" diye laf attı. Bunu duyan BDP'li Komisyon Üyesi Sırrı Süreyya Önder, Batum'a yaklaşarak, "Hani konuşmayacaktık, basına bir şey söylemeyecektik. Bunu da mı söylediniz?" diyerek Batum'a takıldı. Bir anda ne diyeceğini bilemeyen Batum, Önder'e dönerek, "Ya yapma böyle, bak şimdi bunu da gerçek sanacaklar" diye takılmadan edemedi. Batum sonra gazetecilere dönüp, "Aman arkadaşlar, siz Sırrı Bey'e bakmayın, yok böyle bir şey" diyerek işi garantiye aldı... Sivil anayasaya sivil kıyafet Söz yeni anayasa çalışmalarından açılmışken, Uzlaşma Komisyonu'nun BDP'li diğer üyesi Altan Tan, komisyonun ilk toplantısına kravatsız olarak katıldı. Dikkatimizi çeken bu konuyu kendisine sorduk: "Özellikle mi takmadınız. Yoksa komisyonlarda da kravat zorunluluğu olduğunu bilmiyor muydunuz?" Altan Bey, "Evet özellikle takmadım. Madem sivil bir anayasa yapacağız, o zaman herkes tek tip olmasın, daha sivil olsun diye düşünüp bir mesaj vermek istedim. İlk toplantıda takmadım, ama sonrasında takacağım" dedi. Ardından da, babasının yine "kravat takmama" tavrıyla ilgili bir anısını anlattı. Altan Bey'in babası, her zaman kravat takan biriymiş. Bir gün kardeşine kız istemeye gideceklermiş ama, gidecekleri aile bu tür şekil ve görüntüye önem veren bir aileymiş. Ailenin bu tavrını bilen babası kız istemeye giderken, her zaman taktığı kravatını "onlar için taktık sanmasınlar" diye takmadan gitmiş. Sonra kızı istemişler. Altan Bey'e "Peki kızı verdiler mi?" dedik. O da "Hayır ama biz kızı kaçırdık. Kardeşimle mutlu bir evlilikleri oldu" dedi. Bakalım Altan Bey'in "kravat takmayarak" başladığı Anayasa çalışmaları da mutlu sonla bitecek mi? "Her türlü iş takip edilir" CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP'nin Güneydoğulu sayılı milletvekillerinden biri. Tabii böyle olunca, Ağrı'dan Van'a, Diyarbakır'dan Hakkari'ye kadar hasta olan, hastası olan, tayin isteyen, terfi isteyen, parasız kalan Sezgin Bey'in kapısını çalıyormuş. Talepleri alıp, vatandaşın sorununu çözmeye çalışan Sezgin Bey, "Meclis'teki odamın kapısına 'her türlü işiniz itinayla takip edilir' diye yazı asacağım. Yaptığımız işin bundan farkı yok" demekten de kendini alamadı...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.