Abdullah Gül Elazığ ziyareti sırasında halkın büyük ilgisiyle karşılanmıştı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün geçen hafta Elazığ'a yaptığı ziyaret çok renkli geçmiş. Tunceli programını tamamladıktan sonra Elazığ'a giden ve geceyi burada geçiren Gül'e 'Kürsü Başı' sürprizi yapıldı. Elazığ'a özgü bir çeşit sıra gecesi olan ' 'Kürsü Başı' eğlencesinde Gül için sazlı-sözlü bir program hazırlandı. Elazığ'ın yerel sanatçılarının söylediği şarkılara eşlik eden Gül, 'Bu program çok iyi oldu, stres attık' yorumunu yaptı. Elazığ'a özgü yemekler ise Gül ile diyetisyeni arasında tam bir 'köşe kapmaca' oyunu yaşanmasına neden oldu. Akşam yemeğinde Gül'e, Elazığ'a özgü yufka, yoğurt ve tereyağından yapılan 'sırın', su böreği, içli köfte, analı-kızlı çorba, güveç ve Harput köftesi ikram edildi. Ancak, diyetisyenler bu yemeklerden bazılarının masaya gelmesine bile izin vermedi. Gül'e gelen tabaklar sadece tadımlık porsiyonlardan oluştu. Yanındakilerin tabaklarına gözü takılan Gül'ü diyetisyeni sürekli kontrol altında tutunca, Cumhurbaşkanı bu yemeklerden sadece 'Tatmak' zorunda kaldı. Diyetisyenlerin bu yasağını Cumhurbaşkanı Gül ertesi gün Harput'a yaptığı gezi sırasında deldi. İş adamı Şefik Gül tarafından yaptırılan özel Harput evini gezerken, yöreye özgü tulum peyniri ve sıcak yufka ekmeği gören Gül daha fazla dayanamadı. Önce etrafına baktı, diyetisyenin orda olup olmadığını araştırdı. Mekanın dar olması nedeniyle diyetisyen Gül'ün bulunduğu odaya girememişti. Bunu fark eden Cumhurbaşkanı yanındakilere dönerek, 'bizimki burada yok. Rahat rahat yiyebilirim' dedi ve tulum peyniri, yufka ekmek ve üzümden oluşan menü ile karnını doyurdu.
Sanki ben yazmışım
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ile CHP'li Atilla Kart'ın dokunulmazlıklarla ilgili yaptığı başvurunun reddedilmesini konuşurken Burhan Hoca, komisyon üyesi Kart'a göndermede bulunmadan edemiyor: "Ben ona söylemiştim. Bu işin AİHM'yle ilgisi olmaz gitme diye. Dinlemedi. Şimdi gerekçede 'bu iç hukuk meselesi' deniliyor. Gerekçeyi sanki ben yazmışım. Öngörülerimizi görüyorsunuz?" Bakalım Kart, Burhan Hoca'ya bu işe ne diyecek?
"Düğünümüz var bekliyoruz"
Daha önce de milletvekillerine bayramlarda, kandil gecelerinde mesajlar gönderen bir vatandaştan Ak Partili milletvekillerinin cep telefonlarına son olarak "Sayın milletvekilim amcamın oğlunun düğününe bekliyorum" diye bir mesaj gelmiş. Milletvekilleri bazı bakanların telefonlarını almak için de arayan kendilerine isimleriyle hitap eden hal hatır soran vatandaş için "Herhalde yakından tanıdığımız biri" diye düşünmüşler. Vatandaşın düğün davetine de bu nedenle bazı milletvekilleri çiçek bazıları da katılamadığı için üzgün olduğunu belirten telgraf göndermiş. Olayın iç yüzü bir grup milletvekili Meclis kulisinde sohbet ederken ortaya çıkmış. Konu ceplere gelen mesajlardan açılınca aynı vatandaşın herkese aynı daveti gönderdiği anlaşılmış. Bir milletvekili bu kişinin kim olduğunu öğrenmek için gelen mesajdaki cep telefonunu çevirmiş. Karşısına çıkan A. Y. adlı vatandaşın aslında kimseyi tanımadığı, İstanbul'da oyuncakçı dükkanı olan bir sade vatandaş olduğunu öğrenmişler. Konuyu bize anlatan milletvekili "Başımıza bazen böyle şeyler geliyor ama, böylesini de hiç yaşamamıştık" demekten kendini alamadı.