Yeni Anayasa çalışmalarını sürdüren Uzlaşma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Rıza Türmen, nazik söz ve tavırlarıyla bilinir. Komisyonun bugüne kadar yaptığı toplantılarda Rıza Bey'in kimseyle sert tartışmalara girdiğini ya da nezaketini bozduğunu duyan olmamıştır. Ancak geçtiğimiz günlerde Rıza Bey, komisyon üyelerini biraz şaşırtmış. Anayasa çalışmalarıyla ilgili AK Partili Ömer Çelik'in sözlerine kızan Türmen, Çelik'i "terbiyesizlikle" suçlamış. Rıza Bey'in bu sözleri üzerine AK Partili üye Mustafa Şentop, daha önce hiç böyle sözler kullanmayan ve kendisinden de böyle bir söz beklemediği Rıza Bey'e "Bu sözü nereye koyacağımı bilemiyorum. Bu söz hiçbir yere sığmadı. En iyisi bu sözü size geri vereyim" demiş. Komisyonda, karşılıklı atışmalar nedeniyle ortam bir anda buz kesmiş. Sonra ne mi olmuş? Duyduğumuza göre Mustafa Bey ve Rıza Bey, baş başa bir "barış yemeği" yemeğe karar vermişler... > Çiçek'in ihtiyacı... Söz Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndan açılmışken kısa bir anekdot daha aktaralım. Geçtiğimiz günlerde komisyon TBMM Başkanı Cemil Çiçek başkanlığında toplandı. Toplantıda bir kez daha bundan sonra izlenecek yol haritası üzerinde değerlendirmeler yapılırken, CHP'li üye Süheyl Batum söz alıp konuşmaya başlamış. Süheyl Hoca, konuşmasını sürdürürken, oturumu yöneten Çiçek, bir anda yerinden kalkıp salonun dışına çıkmış. Bütün üyeler bir anda şaşkınlık içinde ne olduğunu anlamaya çalışırken, Süheyl Hoca da "Eyvah galiba başkanı küstürdük" demiş. Tam bu sırada AK Partili üye Mehmet Ali Şahin devreye girerek "Sayın Başkan ihtiyaç için dışarı çıktı" açıklamasını getirmiş. Şahin'in bu sözleri komisyonda gülüşmelere neden olurken, CHP'li Kart da "İyi ki bu açıklamayı yaptınız. Yoksa bu durum çeşitli spekülasyonlara neden olurdu" demiş. > Temel'le Dursun, iktidar ile muhalefet TBMM Genel Kurulunda geçen hafta CHP Trabzon Milletvekili Mehmet Volkan Canalioğlu, 49 ilde geçerli olan teşviklerin süresinin sona ermesine yönelik eleştirilerini gündeme getirdi. Canalioğlu muhalefetin bu konudaki taleplerinin dikkate alınmadığını söylerken seçim bölgesinden bir Karadeniz fıkrası anlatmayı da ihmal etmedi ve iktidar milletvekillerine şöyle seslendi: Sizin yaptığınız Temel'le Dursun'un söylemine benziyor. Temel, Dursun'a diyormuş ki: "Dursun, benim uşak benden her gün 30 lira istiyor." Dursun dönüp demiş ki: "Ya Temel, senin uşak bu parayı ne yapıyor?", Temel de "Ne bileyim, vermiyorum ki" demiş. Şimdi, sizlere öneriler getiriyoruz, ama sizler bunları dikkate almıyorsunuz ve "Ne bileyim ki, vermiyorum" noktasına getiriyorsunuz.