Malum, önce DEVA Partili Sanem Oktar'dan skandal Türklük çıkışı gelmişti. Oktar, Anayasa'dan "Türklüğü çıkarıyor musunuz" sorusuna "Doğru" diyerek cevap vermiş fakat sonrasında DEVA Partisinden farklı isimler farklı açıklamalar ile konuyu daha da içinden çıkılmaz bir hâle sokmuşlardı.
Birkaç gün önce de Ali Babacan, devletin kaynaklarının sadece bir şirkete aktarıldığına dair açıklamalar yaptı. Hatta Babacan’a destek açıklaması yapmak isteyen DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü İdris Şahin, çok kaba ve tahkir edici cümleler ile ‘Siz herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsınız. Bir gece yarısı kararnamesi ile 5 Eylül 2019 tarihinde proje bazlı devlet yardımı yapılmasına dair kararı milletimizin takdirine sunuyoruz’ diyen bir paylaşım ile BAYKAR’a devlet kaynaklarının akıtıldığını ima etti.
Oysa Ali Babacan bu şirketlerin desteklenmesi gerektiğini bizzat kendisi ile yapılan yayında dile getiriyor ve doğru da söylüyordu.
O zaman bu şirketin devletten proje bazlı destek alması neden yanlış olsun?
DEVA sözcüsünün bu paylaşımına Haluk Bayraktar’ın verdiği cevaptan da anladık ki mesleği avukatlık olan parti sözcüsü bu şahıs, o dokümanı ya hiç incelemeden bu kaba ifadeler ile paylaşmış ya da hakikati bildiği hâlde bile bile iftirada bulunmuş, çünkü o kararname kapsamında BAYKAR devletten tek kuruş teşvik almamış.
Arkasından Ali Babacan ısrarlı bir şekilde çıktığı ayrı bir televizyon kanalında ‘Şimdi seçim yaklaşıyor, hükûmetin elindeki en önemli propaganda projelerinden bir tanesi bu. Bu projeler çok kutsal, dokunulmaz, bak dokunanı mahvederiz falan. Kusura bakmayın, biz dokunacağız’ diyerek âdeta bir gün önceki açıklamalarının bir tık üzerine çıktı.
Savunma sanayi ve güvenlik sektörü, demokratik ve şeffaf toplumlarda asla eleştirilmez değildir ve olmamalıdır lakin sorunun bu olmadığı çok açık ve tam burada Babacan ve sözcüsü mugalata yaparak konuyu rayından çıkarma telaşındalar.
Nasıl mı?
Babacan’ın tam olarak ne dediklerini virgülüne dahi dokunmadan aşağıya koyuyorum:
"Burada yanlış şu, devletin hemen hemen bütün imkânları, yardımlar, devletin bütçesinden doğrudan aktarılan kaynaklar aşağı yukarı tek bir şirkete aktarılıyor. Hâlbuki benzer kaynaklar en az dört beş şirkete aktarılsa, çünkü devlet desteği olmadan bu iş olmuyor."
O zaman Babacan ve sözcüsünün devletin kaynaklarının ve tüm imkânlarının BAYKAR’a tek şirket olarak nasıl, ne zaman, hangi yolla ve ne kadar akıtıldığına dair merak edilen sorulara cevap verecek şekilde açıklama yapmaları gerekir.
Peki Babacan ne yapıyor?
Millet vicdanına çok sert çarptığını anlamış olacak ki "Günlerdir sözlerim maksatlı şekilde çarpıtılıyor" diyerek, iki gün üst üste dediklerini tevil etmeye çalışıyor.
Oysa yapılması gereken çok açık, yukarıda bahsettiği devlet kaynaklarının tek bir şirkete aktarıldığını iddia ettiği konuları belgeleriyle kamuoyu önünde paylaşmak.
Kamuoyu haklı olarak varsa böyle bir kayırma hâli, rakamlar ile açıklama yapılmasını beklerken parti sözcüsü şu açıklamayı yapıyor: "İnsanın ar damarı çatladı mı ne yapsanız ne deseniz boş."
Savunma Sanayisine destek ve teşvik konusu yeni ve sadece bize mahsus bir kavram mı?
Hayır tabii.
ANKA SİHA program bütçesi ne kadar?
Her bir savunma sanayi projesinin bir program bütçesi var ve konu savunma olunca, yani alıcısı çoğunlukla devlet ile sınırlı bir konu olunca, devlet desteği ve teşvik gibi konular kaçınılmaz olarak var. Mesela, TSK envanterinde çok başarıyla kullanılan ANKA SİHA sisteminin program bütçesinin 200 milyon dolar olduğu biliniyor.
Türk kamuoyunda pek bilinmez ama elinizde milyar dolarınız da olsa size Patriot satmayan müttefikiniz ABD, terör ile mücadelede size eşik atlatır diye Predator SİHA da satmadı.
O zaman soralım: Mehmetçiğin hayatının parasal karşılığı olabilir mi?
ANKA gibi son derece başarılı bir sistem için oluşturulan program bütçesi boşa gitmiştir denilebilir mi?
Ana Muharebe Tank Projesi Altay’ın prototip maliyeti
Bir diğer önemli proje de millî tank Altay projesi.
Malumunuz, Altay tankının prototipi OTOKAR firması tarafından oluşturuldu. Oldukça zor süreçlerden geçerek oluşturulan bu prototip, birçok testlerden ve kalifikasyondan geçtikten sonra ihale aşamasına gelinebildi.
Bu prototip için OTOKAR firmasına 500 milyon dolar ödeme yapıldığı o zaman bolca yazıldı ve çizildi.
Peki yanlış mı?
Elbette doğrusu bu.
Firma milyonlarca dolarlık yatırımı, ARGE’yi ve tüm süreçleri kendi cebinden neden karşılasın?
En nihayetinde halka satılan bir ürün değil tank projesi.
Millî Muharip Uçak
Bu yazının kaleme alındığı saatlerde Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu, ABD’li meslektaşı Tony Blinken ile âdeta yılan hikâyesine dönen F-16 ve modernizasyon kiti satışına dair görüşmeler yapıyor olacak. Yaklaşık bir haftadan bu yana mezkûr satışın bu sefer de İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine bağlanması konusu ABD Kongresinin gündeminde.
F-35 projesi kapsamında ABD’den alacağınız yaklaşık 1,5 milyar dolar paranız var, size ne paranızı veriyor ne de uçağı!..
Mahsuplaşmak için F-35 yerine, F-16 ve modernizasyon kiti almak istiyorsunuz ama hesaba geçmiş paranıza rağmen onu da vermiyor.
İşte tam böyle bir ortamda Millî Muharip Uçak (MMU) hangardan çıkmaya ve yıl içerisinde ilk uçuşunu yapmaya hazırlanıyor ve birileri de hükûmetin bu proje ve başarılarını oya tahvil etmesinden rahatsız oluyor.
O zaman siz siyaseti hiç anlamamışsınız.
Hükûmetlerin her başarılı icraatını halka izah ederek oya tahvil etmesi, en basit ve en bilinen demokrasi oyununun bir kuralıdır.
Hatta içinde yaşadığımız zaman, gerçek ötesi bir şekilde yapılmayan icraatların yapılmış gibi gösterildiği tuhaf bir zaman dilimidir.
Millî muharip uçağınızı yaptığınız gün, ABD size yarı fiyatına F-35 verse, maliyet etkinlik ve rekabetçi olma kuralı gereği projeyi yüksek maliyet gerekçesi ile sonlandırarak ABD’den mi uçak alacaksınız?
Ya Kızılelma?
İşte burada Haluk Bayraktar'ın açıklamalarına kulak kesilmemiz gerekiyor.
Malum, geçtiğimiz günlerde millî muharebe uçağımız ile birlikte kullanılacak ve hava muharebelerinde konsept değiştirtecek jet motorlu millî insansız uçak (MİUS) Kızılelma ilk uçuş testlerini başarı ile gerçekleştirdi. Bu başarı sadece ülkemizde değil tüm dünyada haber oldu.
Peki Kızılelma gibi son derece stratejik, jet motorlu bir insansız uçak sisteminin prototipi için devlet BAYKAR’a ne kadar bütçe tahsis etti dersiniz?
Devlet, BAYKAR’a Kızılelma’nın prototipi için tek bir kör kuruş dahi bütçe tahsis etmedi ve BAYKAR bu projeyi kendi öz kaynakları ile yürüttü, prototipini başarıyla uçurdu...
Tüm bunlara rağmen suyu bulandıracak tarzda milletin önüne çıkıp ‘devletin bütün imkânları ve kaynakları bir firmaya akıtılıyor’ der ve buna dair ortaya bilgi ve belge koymak yerine ‘insanın ar damarı çatladı mı ne yapsanız ne deseniz boş’ diyorsanız…
Ne yazsak ne desek boş!..