Geçmiş yıllarda TV'lerde yayınlanan bir reklam vardı. Toplum üzerinde ciddi etki yapmıştı. Kadın, erkek, çocuk herkesin ağzından bu reklamın en vurucu cümlesi çıkıyordu. Reklamın başarısını sağlayan cümle de "Ağzı olan konuşuyor" olmuştu. Bugünlerde geçmişteki o bitirici mesajın doğruluğunu görüyorum, yaşıyorum. Ayrıca çok beğendiğim "Ağzı olan konuşuyor" sözüne bir ilâve de ben bulunayım izninizle; "Bilen de bilmeyen de gazetecilik yapıyor." Çirkin iddialar! Yıllardır yazılarımı okursunuz. Hep doğrunun yanında oldum. Dürüstleri destekledim. Yalancıları, götürücüleri sizlere isimleriyle şikayet ettim. Korkmadan, çekinmeden, hiçbir baskıdan yılmadan objektifliğimi yazılarımda gösterdim. Dünyada eşi benzeri olmayan İmar Bankası soygununda fatura maalesef bir kuruma ve o kurumun başkanına çıkarılmaya çalışılıyor bazıları tarafından. Ayıptır beyler. İmar Bankası'nın uygunsuz Hazine bonosu ve devlet tahvili satışına, Sermaye Piyasası Kurulu'nun göz yumduğu, SPK Başkanı Dr. Doğan Cansızlar'ın da görevini ihmal ettiği ileri sürülüyor. İmar Bankası'ndan Hazine bonosu alanlara AK Parti hükümetinin herhangi bir ödeme yapmayacağı, vatandaşların uğradıkları zararı devletin karşılamayacağının resmiyet kazanması üzerine SPK'ya, Doğan Cansızlar'a acımasızca yüklenmenin bir anlamı yok. Tek kelimeyle; saçma, akıl dışı iddialar bunlar. Yalanları ortaya çıkaran üç gerçeği buldum Son iki haftadır bu konu üzerine yoğunlaştım. Dünden itibaren araştırmalarımın sonuçlarını almaya başladım sevgili okurlarım. Elde ettiğim bazı bilgileri sizlerle paylaşıyorum. Varan 1: İmar Bankası'nın 25.10.1990 tarihinden itibaren sermaye piyasası faaliyetinde bulunma yetkisinin olmadığı SPK tarafından karara bağlanmış. Sermaye Piyasası Kurulu, İmar Bankası'nın Hazine bonosu ve devlet tahvili satmasına ilişkin yetki belgesini tam onüç yıl önce iptal etmiş değerli okurlarım. Bu iptal kararı o dönemde hem Hazine Müsteşarlığı'na, hem Merkez Bankası Başkanlığı'na, hem de İMKB'ye bildirilmiş. Varan 2: Hazine bonosu-devlet tahvili satmada yetkili ve yetkisiz kuruluş listeleri güncellenerek SPK tarafından BDDK'ya, Maliye Bakanlığı'na, Merkez Bankası'na ve İMKB'ye düzenli olarak gönderiliyor. Varan 3: SPK, Mayıs 2002 tarihinde Takasbank Genel Müdürlüğü ile birlikte Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası Başkanlığı ile bir araya gelmiş. Hisse senetlerindekine benzer biçimde müşteri adına izleme ve saklama sisteminin Hazine bonosu-devlet tahvilleri için de uygulamaya konulması SPK tarafından istenmiş. Ancak o tarihte bu sistemin borçlanma maliyetini artıracağı, bazı bono-tahvil müşterilerinin isimlerinin açıklamak istemeyecekleri ve Merkez Bankası'nın perakende işlerle uğraşmaya kesinlekli karşı olduğunu belirtmesi üzerine SPK'nın bu isteği kabul edilmemiş. Dolandırıcıları yakalayın! Bırakın namuslu insanların peşini! Görünen köy kılavuz istemez. Tüm gerçekler son derece açık. Her şey ortada. Ben araştırıp buldum. Gazetecinin işi araştırmak olmalı. Yoksa masa başında oturarak dünyadan bi haber biçimde yazı yazmamalı. Düşünüyorum. Türkiye'de gündem mi saptırılmaya çalışılıyor? İmar Bankası dolandırıcılığını yapanlar yakalanacağına, yıllardan beri İmar Bankası hakkında uyarı üstüne uyarı yapan SPK'ya neden yükleniliyor? SPK Başkanı Dr. Doğan Cansızlar dürüstlük abidesidir. Şu unutulmamalı ki; Doğan beyi ve onun başkanlığını yaptığı ciddi kurum SPK'yı yıpratmak kimsenin haddine değildir?