'Âlimler şehri' Sivas gezginlerin yeni rotası! Birçok döneme ait eserler barındırıyor
Hızlı tren seferlerinin başlaması ile gezginlerin yeni rotası haline gelen Sivas; Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait eserler barındırması ile kültür turizminin önemli bölgeleri arasına girdi.
EMRAH ÖZCAN'IN HABERİ / SİVAS - Türk-İslam medeniyetinin oluşumunda çok önemli bir yere sahip olan Sivas, gezginlerin de yeni rotası. İstanbul ve Ankara’dan hızlı tren seferlerinin başlaması ile bölge adeta bir çekim merkezi haline geldi. Görkemli tarihi ile “kültür şehri”, “ozanlar diyarı”, “şairler şehri” gibi birçok unvan ile anılan Sivas’ın bir diğer adı ise “Dâru’l-Ulema”, yani; âlimler, arifler, bilginler şehri.
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait, farklı mimarileriyle dikkati çeken çok sayıda tarihi eserin bulunduğu Sivas, kültür turizminde söz sahibi olmak istiyor. Kent; Çifteminareli Medrese, Şifaiye Medresesi ve Darüşşifası, Buruciye Medresesi ve Gökmedrese gibi hem İslami-dinî ilimlerin tedrisatının yapıldığı, hem de tıbbî ve tabiî ilimlerin öğreniminin yapıldığı köklü bir medrese geleneğine sahip.
DİVRİĞİ ULU CAMİ İDDİALI
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve dünyada işçilik bakımından başka bir örneği bulunmayan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Selçuklu mimarisinin görkemli detaylarını ve taş işçiliğini zirve noktalara taşıyor. Restorasyonu Mayıs ayında tamamlanarak ziyarete açılan ve Türkiye’de koruma altına alınan ilk eser olma özelliğini taşıyan Ulu Cami ve Darüşşifası’nın tasavvufi ögeleri görenleri hayrete düşürüyor. Yapının Ayasofya’dan sonra en çok ziyaret edilen mabet olması hedefleniyor.
Evliya Çelebi, yapıyı Seyahatname’sinde şöyle tarif ediyor: "Mermer bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakış bukalemun eylemiş ki, methinde diller kısır, kalem kırıktır."
HER BİR NOKTASI İLİM DOLU
Sivas, havayolu, karayolu ve demiryolu bağlantılarıyla Anadolu'nun batı, kuzey, doğu ve güneydoğusuna açılan bir kapı niteliğinde. Anadolu’nun sanat ve bilgelik beşiği Çifte Minareli Medrese, ziyaretçilerini tarihin ilim dolu koridorlarına davet ederken, Atatürk ve Kongre Müzesi ise Cumhuriyet'in doğuşuna tanıklık eden atmosferiyle hafızalarda iz bırakıyor. Sivas Arkeoloji Müzesi antik çağların gizemli dünyasına Zanaatkârlar Çarşısı ve Müzesi ile Hamidiye Kültür Bahçesi yerel el sanatlarının zarif örnekleri ile gelenleri buluşturuyor.
KEYKAVUS'UN TÜRBESİNE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR
Kızılırmak, Yeşilırmak ve Fırat nehirlerinin oluşturduğu üç vadinin tam ortasında yer alan Sivas, Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1220 yılında başkentliğini de yaptı. İlime ve bilime büyük önem veren Selçuklu Sultanı 1. İzzeddin Keykavus’un türbesi de burada bulunuyor.
Dünyada sedef hastalığını doğal yollarla tedavi eden tek merkez olan Kangal Balıklı Kaplıca’da kentte yer alırken, “Sivas Köftesi, Sebzeli Sivas Kebabı ve Sivas Etli Ekmeği” yöresel lezzetlerinin başında geliyor. Bıçağı, ağızlığı, kalemi, kemik tarağı, gümüş takıları ile ön plana çıkan kent, her köşesinde saklı bir hazineyi barındırıyor.
'da Takip Edin!
