Sinemada bu hafta | Almodovar tesirli bir dram: Ölüm tatili!

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Sinemada bu hafta | Almodovar tesirli bir dram: Ölüm tatili!
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Kanserli bir kadının yazar arkadaşıyla çıktığı “ölüm seyahatini” merkezine alan Pedro Almodovar’ın “Yandaki Oda” filmi, ecel mefhumuna soğuk ve negatif bir pencereden baksa da seyircisine dokunmayı başarıyor.

MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ- Ingrid, ölüm fobisi olan ve bunu edebiyatına yansıtan bir yazardır. Son kitabının imza gününde ise uzun yıllardır görüşmediği gazeteci arkadaşı Martha’nın ağır bir kanser hastalığına yakalandığını öğrenir. Onu hastaneye ziyaret etmeye gider ve vaktizamanında çok şey paylaştığı bu kadınla arasındaki muhabbet yeniden canlanır. Ingrid, artık kızının da yüz çevirdiği eski savaş gazetecisi Martha’ya şefkatle yaklaşır; onu elinde çiçeklerle ziyaret eder, eskisinden bile daha yakın olurlar. Ancak Martha’nın tedavisinde işler bir anda ters gider. Nihayetinde ise kadın hayatına son vermek için darkweb’den hap alarak korkunç bir ötanazi planı yapar. Arkadaşı Ingrid’den de bunun yaparken yan odasında olmasını ister. Kadın önce irkilse de şehir dışında kiraladıkları bir villada gerçekleşecek bu “ölüm tatili” planının parçası olmayı kabul eder… 

DOKUNAKLI BİR ESER

75 yaşındaki meşhur İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, belki de kendi hislerinden yola çıktığı son filmi “Yandaki Oda”da ölüme ve yaşlanmaya dair böylesine dikkat çekici ve dokunaklı bir hikâye işliyor. Sigrid Nunez’in romanından adapte edilen eserin başrollerini ise iki usta kadın oyuncu Julianne Moore ile Tilda Swinton paylaşıyor. 

Martha karakteri, modern Batı kadınının bütün hususiyetlerini üzerinde taşıyor; yasak bir aşkın neticesinde bir kıza sahip oluyor, terk ediliyor, savaş muhabirliği ihtirası yüzünden âdeta kızını ortada bırakıyor ve yaşlılığında da kendisi yalnız kalıyor… Üstelik onca yıldan sonra düştüğü yeni “savaşın” içerisinde yer almak istemiyor; ötanazi ile hayatına son vermeyi “huzurlu bir son” olarak addediyor. Muhtemel hayatı da yalnızca biyolojik bir hâlden ibaret olarak görüyor. 

MATERYALİZMİN SOĞUK RÜZGÂRLARI

Materyalizmin bu soğuk rüzgârlarının tatsızlaştırdığı eser, yeni dünyada ölüme olan sığ bakışı ürkütücü şekilde gözler önüne seriyor. Ötanazi hususunda ise öyle sabit fikirler alt metinlere yerleştiriliyor ki, her şeye rağmen hayata tutunmaya ve mücadele etmeye alan açılmıyor.

Bütün bu negatif yanlara rağmen yönetmen Almodovar, yer yer hislere dokunmayı başararak seyircisini varoluşa ve kaçınılmaz sona dair düşünmeye itiyor. Film hüzünlü bir sonbahar şiiri gibi sükûti kalıyor ama seyirciyi peşinden sürüklemeyi de başarıyor. Yönetmenin her zamanki renkli sinematografisini temaşa ettiğimiz eserde, flashback’lerle maziye gidiliyor ve “Hollywood’vari” bir üslup tercih ediliyor.

Ancak Almodovar’ın ilk İngilizce eseri olan filmin senaryosunun fazla teatral ve yapmacık kalan yanları da mevcut. Öte yandan iklim meselesi gibi birçok mevzunun didaktik şekilde esere zerk edildiği görülüyor. Fakat yönetmen, iki arkadaşı gökkuşağının renkleri altında birleştirmenin kolaycılığına da kaçmıyor! 
Eserde seyrettiğimiz oyunculuklar ise üst seviye; Julianne Moore ile Tilda Swinton performansı işi başka bir yere taşıyor. 

Hasılı “Yandaki Oda” negatif alt metinlerine ve handikaplarına rağmen Almodovar’ın ziyadesiyle hislere hitap ettiği, düşünmeye sevk edici ve hafızalarda yer tutacak eserlerinden biri oluyor...

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Almodovar tesirli bir dram: Ölüm tatili! - 1. Resim

  • “İllegal Hayatlar: Meclis”
  • “Anora”
  • “Sijjin”
  • “Cevher”
  • “0000 Kilometre”
Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...