Batılı film fonları kültürel hegemonyayı besliyor! Yapımcı ve yönetmenler 'sinemada dayatma var' diyor

Türkiye’de artan film maliyetleri sinemacıları Batılı fonlara yönlendiriyor. Ancak fon veren kurumlar, yönetmenlere konu ve karakter dayatıyor. Yapımcı ve yönetmen Nazif Tunç “Yönetmenler buyurganlıklara boyun eğiyor. Özgür ve özgün sinemadan bahsedemez olduk” diyor. Mesut Uçakan ise “Özellikle cinsiyetsizlik teması, fonlanan filmlerde yoğun şekilde karşımıza çıkmaya başladı” ifadelerini kullanıyor.
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ- Sinema pahalı bir sanat olması sebebiyle var olduğu günden beri büyük sermaye desteği ve hibelerle yapılabiliyor. Gişe sinemasının alternatifi olan “bağımsız sinema” ise devlet desteklerinin yanı sıra çeşitli kurumların verdiği fonlarla ayakta duruyor. Ancak film projelerine fon aktaran bazı kurumlar, bunu kültürel hegemonya vasıtasına dönüştürebiliyor.
Özellikle Batılı film fonlarının, maddi destek verdikleri genç yönetmenleri yönlendirdikleri düşünülüyor. Batılı kurumlardan fon almak isteyen yönetmenlerin Avrupalı yapımcılarla ortaklık kurup filmlerini dizayn ettikleri, özellikle negatif Türkiye tasvirleri ve cinsiyetsizlik gibi temaları eserlerine ekledikleri savunuluyor.
Batı’da sadece LGBT gibi akımları desteklemek için oluşturulmuş özel fonlar da yer alıyor. Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere 2004 yılından beri çeşitli devlet kurumları sinemaya sistematik olarak destek veriyor. Ancak bakanlık geçen sene sinemaya 145 milyon lira destek verirken sadece Avrupa Konseyinin kuruluşu olan Eurimages’ın ortak yapım projelerine Türk lirasıyla 750 milyondan fazla fon sağladığı görülüyor.
Türkiye’nin de üyesi olduğu Euroimages, fon almak için kendilerine sunulan film projelerini “toplumsal cinsiyet eşitliği” gibi kıstasları öne çıkarak değerlendirdiğini açıkça beyan ediyor.
FON YETERSİZLİĞİ YURT DIŞINA İTİYOR
Konuyu gazetemize değerlendiren yapımcı ve yönetmen Nazif Tunç “Sinemacılar, son yıllarda sinema seyircisinin azalmasından da kaynaklanan hasılat kaybından ötürü maddi çareler aramaya başladılar. Yurt içindeki fonlar yetmediği için yurt dışında fon arayan sinemacıların sayısı artıyor. Daha senaryoya dönüşmemiş sinopsis hâlindeki film projeleri, birtakım film festivallerindeki programlarda dizayn edilmeye başlıyor. Fon verecek olan kurumlar film projesinin kendi misyonlarına uygun olmasını istiyor. Böylece yönetmenlere bazı konu ve karakterler dayatılıyor. Filmini yapmak isteyen bazı yönetmenler de bu tür buyurganlıklara, diskurlara boyun eğiyor. Kültürel hegemonya artıyor. Özgür ve özgün sinemadan bahsedemez olduk. Festival ve ödüller de bu mekanizmanın içerisinde yer alıyor. Yani parayı veren düdüğü çalıyor” ifadelerini kullanıyor.
(Nazif Tunç)
GENÇ YÖNETMENLERE ODAKLANIYORLAR
Sinema fonlarında daha ziyade genç yönetmenlere alan açılmasına vurgu yapan yönetmen Mesut Uçakan ise “Bu anlaşılır bir şey. Zira genç yönetmenler yönlendirilmeye daha açıklar. Yeni yönetmenler, var olabilmek için kendi değerlerinden taviz vererek fonlardan faydalanmaya çalışıyorlar” şeklinde konuşuyor.
Batılı fonların temelinde siyasi maksatlar da olduğunu savunan Uçakan “Sinema fonları temelde ait olduğu ülkenin menfaatleri doğrultusunda şekillendirilir, filmler bu çerçevede değerlendirilir. Bunun çarpıcı örneklerden biri Eurimages’tir. Bu fon, yıllardır Türkiye’yi negatif gösteren birçok sol filme katkıda bulunmuştur” diyor.
KONULAR FARKLI AMA FİLMLER BENZER
Artık konuları farklı amabenzer vurguları olan arthouse filmler ortaya çıkıyor. Yönetmen Uçakan “Batı’dan fonlanan filmler konu olarak farklı görünseler de bakış açıları benzer olduğu için aynı şeyleri tekrar ediyorlar intibaı kendiliğinden oluşuyor. Özellikle cinsiyetsizlik teması, fonlanan filmlerde yoğun şekilde karşımıza çıkmaya başladı” şeklinde konuşuyor. Tunç ise “Fonlanan filmlerde yıllar önce doğum kontrolü gibi konular ele alınıyordu. Şimdi ise -belki de nüfusla alakalı meseleler yüzünden- cinsiyetsizliğin vurgulandığı, aile ilişkilerinin köreltildiği ve bazen de tüketimle ilgili menfi mesajları olan filmler öne çıkarılıyor” ifadelerini kullanıyor.
(Mesut Uçakan)
TÜRK DÜNYASINA ALTERNATİF FİLM FONU LAZIM
Yönetmen ve yapımcılar, sinemada “fon hegemonyasının” ortadan kaldırılması için farklı görüşteler. Alternatif fonların oluşturulması gerektiğini vurgulayan Mesut Uçakan, Eurimages benzeri bir fon ortaya çıkarılabileceğini kaydederek, TÜRKSOY bünyesinde Türk dünyasında böyle bir oluşum gerçekleştirmek için önemli bir adım atıldığını ama hayata geçmesinin zaman alacağını söylüyor.
Nazif Tunç ise yönetmenlerin yeniden seyirciyle barışması gerektiği kanaatinde. Tunç şöyle konuşuyor: Yönetmenler bağımsız film yapıyorum diyerek ödül avcılığına çıktılar ve yurt dışında itibar sahibi olacağız derken seyirciyi kaybettiler, halktan koptular. Festivallerde gösterildikten sonra seyirciye ulaşmayan filmler çoğaldı. Yönetmenlerin yeniden sinema seyircisiyle barışması lazım.