Haftanın kitapları | Dünden bugüne misyonerlik

Haftanın kitaplarında bu hafta “İsim Şehir Film Roman”, “Mönropo Sığınağı” ve “Misyonerlik” okurları bekliyor.
MURAT ÖZTEKİN'İN HABERİ- Haftanın kitaplarında bu hafta 3 kitap öne çıkıyor.
KESAL'İN DÜNYASINDAN İNSANLIK HALLERİ
Kronik Kitap’tan çıkan “İsim Şehir Film Roman” adlı eser, okuru tanınmış yönetmen ve yazar Ercan Kesal ile Yenal Bilgici’nin sohbetiyle baş başa bırakıyor... Eserde anahtar kelimelerin peşinden yola çıkılıyor; hayatımızı değiştiren isimler, hep özlediğimiz şehirler, hiç unutamadığımız filmler ve romanlar geçiyor. Eser varlığını bildiğimiz ama yolda bir yerde bir şekilde unuttuğumuz, hasret duyduğumuz insanlık hâllerine dair bir sohbet sunuyor. Kitapta “Hikâyemizi en iyi kim anlatır?”, “Geçmiş bizim için bir pişmanlıklar ülkesi midir?”, “Zamanla hesabımız ne zaman başlar, nerede biter?” ve “Çocukluğumuzdaki gökyüzü biz büyüyünce nereye gider?” gibi sorulara Kesal’in fikir ve dünyasından cevaplar aranıyor.
USTA HECCAVIN ESERİ TÜRKÇEDE
Rus edebiyatının hiciv ustası M.Y. Saltıkov-Şçedrin’in “Mönropo Sığınağı” adlı eseri ilk defa Can Yayınları etiketiyle Türkçede... “Gogol’ün edebî vârisi” diye anılan Saltıkov-Şçedrin, eserinde okuru 19. asrın Rusya’sına götürüyor. Kitapta köylü reformu sonrasındaki sosyal dönüşüm, mizahi ve eleştirel bir üslupla mercek altına alıyor. Saltıkov-Şçedrin, okurun dikkatini dönemin Rus toplumunun sosyo-politik, ekonomik, psikolojik arka planında yatan temel problemlere çekiyor. Eser, yazarın 1879’da Otoçestvennaya Zapiski’de (Anavatan Notları) neşredilen yazılardan meydana geliyor.
DÜNDEN BUGÜNE MİSYONERLİK
Oğuz Çetinoğlu tarafından kaleme alınan “Misyonerlik” adlı eser okurla buluştu. Bilgeoğuz Yayınları etiketiyle neşredilen eserde; dünden bugüne dünyada ve Türkiye’de yürütülen misyonerlik çalışmaları ele alınıyor. Eserde misyonerliğin ortaya çıkışından dünyaya yayılmasına, tatbik edilen metotlardan misyonerliğin finans kaynaklarına kadar birçok mevzuya temas ediliyor. Sıra dışı olayların da yer bulduğu kitapta Osmanlıdaki maddi ve manevi “kopuşta” misyonerlik kolejlerinin büyük tesiri olduğu da savunuluyor.